Bertrand Arthur William Russell, 3. Earl Russell (18 Mayıs 1872 - 2 Şubat 1970), Britanyalı filozof, matematikçi, tarihçi, toplumsal eleştirmen.
Hayatının çeşitli dönemlerinde kendisini liberal, sosyalist ve barışsever olarak tanıtmış ayrıca hiçbirine derinden bağlı olmadığını itiraf etmiştir. Monmouthshire'de İngiltere’nin önde gelen aristokrat ailelerinden birinin ferdi olarak dünyaya gelmiştir.
Russell 1900'lerin başında İngilizlerin “idealizme karşı isyanı”na öncülük etmiştir. Gottlob Frege ve Ludwig Wittgenstein ile birlikte analitik felsefenin kurucusu kabul edilir. A. N. Whitehead ile birlikte Principia Mathematica adlı kitabı yayınlamıştır. Felsefi denemesi ''On Denoting''(İfade Üzerine) adlı eseri felsefinin paradigması olarak kabul görür. Aynı zamanda geniş bir çevrece 20. Yüzyılın önde gelen mantıkçılarından biri olarak kabul görür. Çalışmaları mantık, matematik, dilbilim, bilgisayar teknolojisi ve filozofiyi, özelliklede dil felsefesi, epistemoloji ve metafiziği önemli ölçüde etkilemiştir.
Russell önde gelen savaş karşıtlarındandır. Serbest ticareti ve emperyalizm karşıtlığını desteklemiştir ve barışsever tutumundan dolayı Birinci Dünya Savaşı sırasında hapishanede yatmıştır. Daha sonra Adolf Hitler’e karşı kampanyalar düzenlemiş, Stalinci totalitarizmi eleştirmiş, Vietnam Savaşı’ndaki tutumu nedeniyle Amerikan hükümetini suçlamıştır. Aynı zamanda nükleer silahsızlanmanın dobra savunucularındandır. Son eylemlerinden bir tanesi İsrail’in Orta Doğu’daki ülkelere karşı izlediği tutumu eleştirdiği bir bildiri yayınlamasıdır.
İnsan Haklarını ve düşünce özgürlüğünü savunduğu yazıları dolayısıyla 1950 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür.
İçindekiler
Biyografi
Kökeni
Bertrand Russell 18 Mayıs 1872 tarihin Ravenscroft, Trellech, Monmouthshire, Wales’de nüfuzlu ve liberal bir Britanya aristokrat (British aristocracy) ailesinin bir mensubu olarak dünyaya geldi. Büyükbabası John Russell, 1. Earl Russell 6. Bedford Dükü (6th Duke of Bedford) John Russell’ın üçüncü çocuğuydu ve Kraliçe Victoria tarafından 1840 ile 1860 yılları arasında iki kere hükümet kurması için başbakanlık görevine getirilmiştir.Bundan asırlar önce Tudor Hanedanlığı'nın yükselişe geçmesi ile Russell Ailesi iktidara gelerek İngiltere’nin önemli asilzadelerinden biri olmuştu. Kendilerini Britanya’nın önde gelen Whig ailelerinden biri olarak kabul ettirmiş ve 1536-40 yılları arası gerçekleşen Manastırların Feshi’nden (Dissolution of the Monasteries) 1688-89 arası gerçekleşen Şanlı Devrim’e (Glorious Revolution) ve 1688-89 arası gerçekleşen Büyük Reform Hareketleri (Great Reform Act) arasındaki sürede bütün önemli politik etkinliklerde bulunmuştur.
Russell’ın annesi Katharine Louisa (1844-1874) Stanley of Alderley’in 2. Baronu (2nd Baron Stanlet of Alderley) olan Edward Stanley’dir ve kız kardeşi Carlisle Kontu olan Rosalind Howard’dır. Kate ve Rosalind’in annesi Girton Koleji'nin (Girton College, Cambridge) kurucularından biridir.
Russell’ın ailesi dönemlerinin radikalleri arasındaydı. Russell’ın babası Viscount Amberley bir ateistti ve karısının çocuklarının özel eğitmeni biyolog Douglas Spalding ile olan ilişkisine izin veriyordu. Her ikiside kepazelik olarak kabul gördüğü bir zamanda doğum kontrolünü desteklemekteydiler. John Russell'ın ateist oluşu filozof John Stuart Mill'e Russell'ın manevi laik babası olmasını istemesi ile ortaya çıktı. Mill, Russell’ın doğumundan bir yıl sonra vefat etti ancak eserlerinin Russell’ın yaşantısı üzerinde önemli etkileri oldu.
Çocukluğu ve gençlik yılları
Russell’ın iki kardeşi vardı; Frank (kendisinden neredeyse 7 yaş büyüktü) ve Rachél (kendisinden 4 yaş büyüktü). Rachél ölümünden kısa bir süre sonra Haziran 1874'de Russell’ın annesi dizanteriden vefat etti. Babasıda uzun süren bir depresyon döneminin sonunda bronşitten vefat etti. Frank ve Russell Richmond Park’daki Pembroke yaşayan ve sıkı bir Victoria Ahlakına sahip olan dedelerini yanına yerleştiler. Eski bir başbakan olan dedesi, Jonh Russell, Birinci Earl Rusell, Bertrand’ın aklında tekerlekli sandalyedeki nazik ihtiyar olarak kaldı ve 1878 yılında vefat etti. Sonuç olarak Kontes, Russell Bertrand’ın çocukluk ve gençlik yıllarında ailenin reisi konumundaydı.Kontes İskoçya’nın Prebyterian ailesine mensuptu ve Court Of Chacery’den Amberly’nin vasiyeti üzerine çocukları birer agnostik olarak yetiştirme ricasında bulunmuştu. Muhafazakarlığına rağmen diğer alanlarda düzenlenen gelişmeleri takip etti (Darwinizm’i kabul etmek ve Irish Home Rule'u desteklemek gibi). Kontesin Russell’ın sosyal adalet üzerindeki görüşleri ve prensipleri konusundaki etkileri yaşantısı boyunca devam etti. Kontesin İncil'deki favori ayeti “Kötülük yapan kalabalığı izlemeyeceksin.” (Exodus 23:2), Russell’ın sloganı oldu. Pembroke Lodge’de ortam daha çok sık sık dua etmekten, duygusal baskı ve törenlerden ibaretti; Frank bu duruma dayanamadı ve isyan başlattı, ancak genç Russell duygularını saklamayı öğrendi.
Russell gençlik çağında çok yalnızdı ve sıklıkla intihar eğilimindeydi. Otobiyografisinde ilgisini en çok çeken iki şeyin din ve matematik olduğunu belirtir ve kendisini intihardan alıkoyan şeyin matematik hakkında daha fazla bilgi edinmek istemesi olduğunu söyler. Russell eğitimini evde birçok eğiticiden ders alarak tamamladı. Abisi Frank, Russell’ı hayatını değiştiren Öklid ile tanıştırdı.
Ayrıca bu gelişim yıllarında Russell, Percy Bysshe Shelley’nin çalışmalarını keşfetti. Otobiyografisinde ‘’Boş zamanlarımın tamamını onun yapıtlarını okuyarak ve onu kalpten anlayarak, tanıdığım hiç kimseyle düşündüklerimi ya da hissettiklerimi konuşamayacağımı bilerek geçirirdim. Shelley ile tanışmanın ne kadar harika olacağını hayal ederdim.'' demiştir. On beş yaşlarının başında zamanının büyük bir kısmını Hristiyan dogmalarının doğruluğu hakkında düşünerek geçirdiğini belirtir ve 15 yaşında en azından bunları ortaya çıkarması gerektiğine karar verir.
Üniversite yılları ve ilk evliliği
Russell Tripos College’ında Mathematical Tripos okumak üzere burs kazandı ve 1890'lı yıllarda çalışmaları doktora tezi oldu. Genç G.E.Moore ile tanıştı ve kendisini Cambridge Apostles'a öneren Alfred North Whitehead’in etkisi altına girdi. Kendisini matematik ve felsefe alanlarında hızlı bir şekilde gösterdi ve 1893 yılında Wrangler (Cambridge Üniversitesinde Matematik Bölümünde lisans öğrencilerinin birinci sınıf onur nişanı kazanan öğrencinin 3. yılında mezun olması) derecesiyle mezun oldu ve 1895 yılının sonlarında akademi üyesi oldu.Russell 17 yaşındayken bir Quaker olan eşi Alys Pearsall Smith ile tanıştı. Pearsall Smith ailesi ile arkadaş oldu -Onlar Russell'ı daha çok Lord John’un torunu olarak görüyorlardı ve kendileri ile birlikte olmasından memnuniyet duymaktaydılar- onlarla beraber seyahatlere çıktı. 1889 yılındaki Paris Sergisi'nde (Paris Exhibition of 1889) Russell Eyfel Kulesinin tamamlanmasından kısa bir süre sonra tırmandığında Pearsall ailesi ile birlikteydi.
Kısa zamanda Bryn Mawr College mezunu ve bağnaz Alys’e aşık oldu ve anneannesinin istememesine rağmen 13 Aralık 1894 yılında Alys ile evlendi. Russell’a göre evlilikleri 1901 yılında Russell bisiklete binerken onu daha fazla sevmediğini farketti ve evlilikleri çökmeye başladı. Alys onu sevip sevmediğini sordu ve Ruselll hayır olarak cevapladı. Russell ayrıca Alys’in annesinide sevmiyordu ve onu kontrolcü ve zalim bulmaktaydı. Olması gereken oldu ve evliliklerinde boşluğa düştü ve sonunda 1921 yılında uzun süren bir ayrılığın sonunda boşandılar. Rusell’ın tutkulu ve birden fazla kadınla aynı anda yaşadığı tutkulu ilişkileri oldu. Bu kadınlar arasında Leydi Ottoline Morrell ve aktris Leydi Constance Malleson vardı.
Kariyerinin ilk yılları
Russell hayatı boyunca sürdüreceği politik ve sosyal teorilerin ilk işareti olan kitabı Alman Sosyal Demokrasisi kitabını 1896 yılında yayınladı. 1896 yılında aynı zamanda 1937 yılının sonbaharında bilimin gücü üzerine ders verdiği Londra Ekonomi Üniversitesi’inde Alman sosyal demokrasisi derslerini verdi . Aynı zamanda 1902 yılında reformcular Fabian yanlılar Sidney ve Beatrice Webb tarafından kurulan Coefficients dining club üyesiydi.Trinity’de matematiğin temelleri üzerine yoğun çalışmalara başladı ve kümeler kuramına meydan okuyan Rusell’ın paradoxunu( Russell’s paradox) keşfetti. 1903 yılında ilk önemli matematik kitabı olan az sayıda ilkelerden yola çıkılarak matematiğin anlaşılabileceğini gösteren kitabı olan The Principles of Mathematics (Matematiğin İlkeleri)) kitabını yayınladı.
1905 yılında İfade Üzerine adlı denemesi felsefi bir gazete olan Mind’da yayınlandı. Russell 1908 yılında Royal Society’in bir üyesi oldu. Whitehead ile birlikte yazdıkları üç bölümlük Principia Mathematica adlı kitabı 1910 yılında yayınlandı. Daha önceden yazdığı The Principles of Mathematics ile beraber kendi alanında Russell’ı dünyaya tanıttı.
1910 yılında Campbridge Üniversitesinde öğretim üyesi oldu ve orada daha sonraları kendisinin doktora öğrencisi olacağı Avustralyalı mühendis Ludwing Wittgenstein ie tanıştı. Ludwing’i bir dahi ve mantık üzerine yaptığı çalışmaları devam ettirecek halefi olarak görüyordu. Wittgenstein’in çeşitli korkuları ve depresyonları uğraşarak saatler harcadı. Bu çalışmalar Russell’ın enerjisini tüketiyordu fakat Russell kendisinden büyülenmeye devam etti ve onu akademik gelişimini cesaretlendirmeye devam etti. 1922 yılında Tractatus Logico-Philosophicus adlı eserin yayınlamasına yardımcı oldu. Russell 1918 yılında Birinci Dünya Savaşı sonlanmadan önce Wittgenstein halen savaş suçları hapishanesinde olduğu sırada Wittgenstein’in Mantıksal Parçalanma (Logical Atomism) üzerindeki çalışmalarını teslim etti.
Birinci Dünya Savaşı sırasında
Birinci Dünya Savaşı sırasında Russell savaş karşıtlığını aktif olarak yürüten birkaç kişiden biriydi ve 1916 yılında under Defence of the Realm Act yasası uyarınca hüküm giymesinden sonra Trinity Kolejinden uzaklaştırıldı.Ödemeyi reddettiği 100 pund ile cezalandırıldı ve hapishaneye yatmayı umuyordu fakat fakat kitapları kefaleti ödemek için açık arttırmada satıldı. Kitapları açık arttırmada bir arkadaşı tarafında satın alındı ve sonraları ‘’Campbridge Polisi Tarafından El Konuldu’’ şeklinde mühürlenen King James İncili’nin kopyalarını sakladı.
1918 Eylülünde Russell serbest bırakıldı. 1919 yılında yeniden içeri alındı ve 1920 yılında yeniden serbest bırakıldı ve 1944-1949 yılları arası yeniden akedemi üyesi oldu. Daha sonraki yıllarda ABD’yi Britanya’nın yanında savaşa girmesi için devat etmesi üzerine Brixton Hapishanesinde altı ay yattı.
İki Savaş Arası ve ikinci evliliği
1920 yılının Ağustos ayında Russell Britanya hükümetinin resmi görevlendirmesiyle Rusya Devriminin etkilerini araştırmak için Rusya’ya gitti. Vlademir Lenin ile tanıştı ve kendisiyle bir saat süren bir sohbette bulundu. Otobiyografisinde, Lenin’nin kendisini hayal kırıklığına uğrattığını ve kendisini acımasızlıkdan çocukca zevk alan bir insan olarak gördüğünü belirtir. Russell’ın sevgilisi Dora Black’de aynı zamanda bağımsız olarak Rusya’yı ziyaret etmiştir. Kendisi devrim hakkında çok hevesliydi fakat Russll’ın yaşadığı deneyimler kendisinin devrim için verdiği desteğinin yıkılmasına yol açtı. Gezideki deneyimlerinden faydalanarak Bolşevizmİn Teorisi ve Pratiği( The Practice and Theory of Bolshevism) adlı ve içinde Russell’ın fikirlerini değiştirmeleri üzerine verdiği tüm uğraşlara rağmen, evlerine dönüp rejimin iyiliği hakkıknda düşünen 24 Britanyalının dahil olduğu bir kitap yazdı. Örnek olarak, onlara gecenin bir yarası arkadaşının vurulduğunu ve bunun gizli bir infaz olduğunu anlatmaya çalışmış fakat diğerli bunun yakıtın erken ateşlenmesi sonucu motordan gelen bir ses olduğunu düşünmeye devam etmişlerdir.Russell sonraları Dora’nın eşliğinde Pekin’de bir yıl felsefe dersleri vermiştir. Oraya Çin’in yeni bir yola girmesi gibi iyimserlik ve umutla gitmişti. Diğer akademisyenlerin arasında Hint şair ve Nobel ödülü sahibi Rabindranath Tagore’de bulunuyordu. Çin’de bulunduğu sırada ciddi şekilde zatürreye yakalandı ve Japon basınında kendisine ait olmayan ölüm raporu yayınlandı. Gezileri dönüşünde ikili Japonya uğradı ve Dora Japon basınına ‘’ Japon basınına göre ölü olan Bay Bertrand Russell’ın gazetecilerle görüşme yapması mümkün değildir dedi. Basın iğnelemeyi takdir etmediği gibi memnunda kalmadı.
Çiftin 26 Ağustos 1921’de İngiltere’ye dönüşlerinde Dora 6 aylık hamileydi ve Russell aceleci bir şekilde Alys’den boşandı. 27 Eylül 1921 tarihinde boşamadan 6 gün sonra Dora ile evlendi. Çocukları John Conrad Russell,4. Earl Russell 16 Kasım 1921 yılında ve Katharine Jane Russell(Şu anda Lady Katharine Tait) 29 Aralık 1923 yılında dünyaya geldi. Russell fizik, etik ve eğitim meselelerini meslekten olmayanlara açıkladığı popüler kitabını yazarken kendisini destekledi. Bazıları bu noktada T.S. Eliot’un ilk karısı olan Vivienne Haigh-Wood ile ilişkisi olduğunu belirtir.
Russell’ın evliliği gittikçe zayıfladı ve Amerikalı gazeteci Griffin Barry’den iki çocuğu olması üzerine kırılma noktasına geldi. 1932 yılında ayrıldılar ve sonunda boşandılar. 18 Ocak 1936 yılında Russell üçüncü eşi, Oxford’da lisans öğrencisi öğrencisi olan çocuklarını 1930’den beri dadısı olan Patiria (‘’Peter’’) Spence ile evlendi . Russell ve Peter’ın bir çocukları oldu. Conrad Sebastian Robert Russell, 5. Eartl Russell, önemli bir tarihçi ve Liberal Demokrasi Partisi’nin önemli figürlerinden biri haline geldi.
1930lu yıllarda Russell India League’nin sekreteri ve Büyük Britanya’da Hindistan’ın bağımsızlığı için çalışan lobicilerin önde gelenlerinden biri olacak olan V.K. Krishna Menon’un arkadaşı ve işbirlikçisi oldu.
İkinci Dünya Savaşı
Russell Nazi Almanyasına karşı yeniden silahlanmaya karşıydı fakat, 1940 yılında Hitler’i yok etmenin büyük ölçekli yeni bir dünya savaşından daha önemli olduğu konusunda fikrini değiştirdi. Adolf Hitler’in tüm Avrupa’yı egemenliği altına almasının demokrasiye yönelik kalıcı bir tehdit oluşturacağı sonucuna vardı. 1943 yışlında büyük ölçekli savaş karşıtı olan’’Relative Political Pacifism’’ görüşünü benimside. Buna göre ‘’ Savaş her zaman büyük bir felakettir, fakat bazı özel durumlarda iki tane büyük felaketin olmasından iyidir.İkinci Dünya Savaşından önce Russell Chicago Üniversitesinde ders vermekteydi, daha sonra ise Kaliforniya Üniversitesinde ders vermek için Los Angeles’a taşındı. 1940 yılında New York Şehir Kolejinde görevlendirildi fakat yaptığı itiraz sonucu görevlendirilmesi mahkeme kararı ile kaldırıldı. Görüşleri( özelliklede on yıl evvel Evlilik ve Ahlak kitabında açıkladığı cinsel ahlak üzerine görüşleri) nedeniyle üniversitede eğitim vermesinin ahlaken uygun olmadığı kararına varıldı. Protestolar matematiksel mantıktan geçmek için yeterli notu alamayan bir öğrencinin annesi tarafından başlatıldı. John Dewey’in başını çektiği birçok aydın kendisine yapılan muameliyi protesto etti. Albert Einstein sıklıkla hatırlanan sözü ‘’ Büyük düşünürler her zaman orta zekalıların insalarından şiddetli muhalefet görmüşlerdir’’’i ilk defa Russell’ı desteklemek için yazdığı mektupda kullanılmıştır. Dewey ve Horoce M. Kallen bir düzine makaleyi CNNY’deki Bertran Russell Dosyası ile iligili olarak düzenlediler. Daha sonraları farklı konumlardan izliyicilere felsefe tarihi dersi vermek için Barnes Foundation’a katıldı. Bu derslerin çoğu Batı Felsefesi Hakkında Bir Hikaye(A History of Western Philosophy) adlı kitabına dayanır. Eksantrik arkadaşı Albert C. Barnes ile olan arkadaşlığından kısa sürede soğudu ve Trinity Kolejine katılmak için 1944 yılında Britanya’ya geri döndü.
Sonraki yılları
1940 ve 1950'li yıllarada BBC’de pek çok programa katıldı. Özellikle de çeşitli güncel ve felsefik olayların konu alındığı Brains Trust ve the Third Programme şovlarını tercih etti. Bu sırada Russell akademik çevreler dışında da özellikle magazin yazarları ve gazetelerde sık sık gündeme gelerek ünlü oldu. Ekim 1948’de Hommelvik’de meydana gelen ve 43 yolcudan aralarında Russell’ın da bulunduğu 23 kazazede arasındaydı. A History of Western Philosphy en çok satanlar arasında yer aldı ve Russell’ın kalan yaşantısını güvence altına alması için büyük miktarda gelir sağladı.1948 yılında yaptığı bir açıklamada Russell eğer Sovyetler Birliği’nin agresif tavrını sürdürürse ahlaken kötü olacağını, eğer SSBC’nin elinde atom bombası yoksa batının hızlı ve az kayıplı bir zafer kazanacağını belirtti. O zamanlar sadece ABD atom bombası üretmekteydi ve SSBC Doğu Avrupa ülkelerine karşı oldukça agresif bir politika izliyordu.
9 Haziran 1949 günü Kralın Doğumu Şerefi’ne verilen ödüllerde Order of Merit ödülüne ertesi yıl ise Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldü. Russell dördüncü eşi Edith Finch ile 15 Aralık 1952 tarihinde evlendi. Birbirlerini 1925 yılından beri tanımaktaydılar ve Edith Bryn Mawr Kolejinde İngilizce öğretiyordu ve Russell’ın 20 yıllık dostu Lucy Donnelly ile aynı ev paylaşıyordu. Edith Russell’ın ölümüne kadar onunla beraber oldu.
1962 yılında Russell Küba Füze Krizi sırasında toplumsal bir rol üstlendi. Russell Sovyet Birliği lideri Nikita Khrushchev'e yazdığı mektubun karşılığında Sovyet hükümetinin duruma kayıtsız kalmayacağına dair bir cevap alırken, Kennedy ise mektubu açılmamış bir halde geri gönderdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder