Artık Hayattan zevk almıyor musunuz?Kendinizi sürekli gergin ve sinirlimi hissediyorsunuz?
Kendinize güven duygunuzu mu kaybettiniz?Suçluluk duyguları içinde misiniz?
Aşırı kıskançlık ve öfke duyguları sizi rahatsız mı ediyor?
Bazı saplantılı ve takıntılı düşüncelerinizin hayatınızı olumsuz mu etkilediğini düşünüyorsunuz?Sebebini bilemediğiniz sürekli sıkıntılar içinde misiniz?
Kendinizi yorgun, uykusuz, isteksiz ve mutsuz mu hissediyorsunuz?Çeşitli korkularınız nedeniyle yaşamınız zorlaşıyor mu?
Baş etmekte zorlandığınız fobileriniz mi var?Bütün bunların aslında çok kolay bir çözüm yolu var!!!!!!!!......
Sağlığınızı tehdit eden ve bırakmakta zorlandığınız sigara , alkol, uyuşturucu madde, kumar oynama v.b bağımlılıklarla başa çıkmakta zorlanıyor musunuz?Oysa ki bunlardan kurtulmak düşündüğünüz kadar zor değil!!!!!
Cinsel problemler mi yaşıyorsunuz?Cinsel isteksizlik, cinsel ilişkiye girememe, cinsel hayattan zevk alamama, iktidarsızlık yada erken boşalma sorunlarınız mı var?
Bu sorunlardan kolayca kurtulmanız mümkün!!!
İstemediğiniz halde bazı davranışlarınıza engel olamıyor musunuz?
Öfkenizi ve dürtülerinizi denetlemekte zorluk mu çekiyorsunuz?İstemeden kendinize yada çevrenizdekilere zarar mı veriyorsunuz?
Bu sizin kaderiniz değil bunların tümünden kurtulabilirsiniz!!!
Bazı tikler (parmak emme, tırnak yeme, göz kırpma, istemsiz kas hareketleri gibi…) ve kekemelik gibi konuşma sorunlarınız mı var? Bunlardan kurtulmanız hayal değil!!!!
Aşırı yemek yeme, kilo alma, yediklerini kusma yada hiç yemek yememe, aşırı zayıflama sorunlarınız mı var?Sürekli mide ve bağırsak problemleri, kabızlık, ülser gibi sağlık sorunları mı yaşıyorsunuz?
Bir türlü geçmek bilmeyen baş ağrılarınız mı var?Bir çok tedavi yolu denemenize rağmen vücudunuzu da sizi rahatsız eden ağlarınız mı var?
Nedeni saptanamayan el ayak uyuşmaları, baş dönmeleri, bayılma nöbetlerinden mi şikayetçisiniz?
Nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik, güçsüzlük ve yorgunluk nedeniyle sıkıntılar mı yaşıyorsunuz?Nedeni bulunamayan alerjik rahatsızlıklarınız, deri döküntüleriniz, ve saç dökülmesi gibi sorunlarınız mı var?
Çocuklarınız ile ilgili sorunlarla baş etmekte güçlük mü çekiyorsunuz?Çocuklarınızın okula ve derse ilgisizliğinizden yada aşırı yaramazlıklarından mı şikayetçisiniz?
Çocuğunuz sizi dinlemiyor mu?
Çocuğunuz ders çalışırken konsantrasyon sorunumu yaşıyor?
Sınav zamanı aşırı heyecan ve kendine güvensizlik nedeniyle başarısız mı oluyor?
Çocuğunuzun internet ve bilgisayara çok düşkün olmasından mı yakınıyorsunuz?Çocuğunuzun sizinle ve çevresiyle kurduğu ilişkilerde uyumsuzluk ve geçimsizlik sorunu mu var?
Kişisel kapasitenizi ve yeteneklerinizi yeterli düzeyde kullanamadığınızı mı düşünüyorsunuz?Yabancı dil öğrenmek, yada başka bir beceri kazanmak size zor mu geliyor?
Çevrenizle ilişki kurmakta ve ilişkilerinizi geliştirmekte sorunlar mı yaşıyorsunuz?Bir iş yerinde üst düzey yöneticiyseniz; yönetsel sorunlar mı yaşıyorsunuz?
Hayatınız da her şey yolunda gibi görünse de eksik bir şeylerin olduğunu mu düşüyorsunuz?Hayatı çok daha dolu dolu ve hissederek yaşama arzusu mu duyuyorsunuz?
Diş tedavisi , iğne yaptırmak, ameliyat olmak gibi insan vücuduna müdahale edilen tedavi yöntemlerinden korkuyor musunuz?Gebelik bulantı , kusmalarından ve aşermelerinden şikayetçi misiniz?
Ağrılı adet görme veya menopoz sıkıntıları sizi rahatsız mı ediyor?
Bağışıklık sisteminiz zayıf mı? Sık sık hasta mı olursunuz?
TÜM BU HİSSETİKLERİNİZİN VE YAŞADIKLARINIZIN ETKİN BİR ÇÖZÜM YOLUNUN OLDUĞUNU BİLİYORMUSUNUZ……
***HEMDE HERHANGİ BİR İLAÇ KULLANMADAN***
YUKARIDA YAZILI OLAN SORUNLARDAN HERHANGİ BİRİNİN SİZDE YADA ÇEVRENİZDEKİ BİRİNDE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSANIZ HİPNOTERAPİ YÖNTEMİ İLE TANIŞMAK İÇİN AŞAĞIYI OKUYUNUZ……
Kendinize güven duygunuzu mu kaybettiniz?Suçluluk duyguları içinde misiniz?
Aşırı kıskançlık ve öfke duyguları sizi rahatsız mı ediyor?
Bazı saplantılı ve takıntılı düşüncelerinizin hayatınızı olumsuz mu etkilediğini düşünüyorsunuz?Sebebini bilemediğiniz sürekli sıkıntılar içinde misiniz?
Kendinizi yorgun, uykusuz, isteksiz ve mutsuz mu hissediyorsunuz?Çeşitli korkularınız nedeniyle yaşamınız zorlaşıyor mu?
Baş etmekte zorlandığınız fobileriniz mi var?Bütün bunların aslında çok kolay bir çözüm yolu var!!!!!!!!......
Sağlığınızı tehdit eden ve bırakmakta zorlandığınız sigara , alkol, uyuşturucu madde, kumar oynama v.b bağımlılıklarla başa çıkmakta zorlanıyor musunuz?Oysa ki bunlardan kurtulmak düşündüğünüz kadar zor değil!!!!!
Cinsel problemler mi yaşıyorsunuz?Cinsel isteksizlik, cinsel ilişkiye girememe, cinsel hayattan zevk alamama, iktidarsızlık yada erken boşalma sorunlarınız mı var?
Bu sorunlardan kolayca kurtulmanız mümkün!!!
İstemediğiniz halde bazı davranışlarınıza engel olamıyor musunuz?
Öfkenizi ve dürtülerinizi denetlemekte zorluk mu çekiyorsunuz?İstemeden kendinize yada çevrenizdekilere zarar mı veriyorsunuz?
Bu sizin kaderiniz değil bunların tümünden kurtulabilirsiniz!!!
Bazı tikler (parmak emme, tırnak yeme, göz kırpma, istemsiz kas hareketleri gibi…) ve kekemelik gibi konuşma sorunlarınız mı var? Bunlardan kurtulmanız hayal değil!!!!
Aşırı yemek yeme, kilo alma, yediklerini kusma yada hiç yemek yememe, aşırı zayıflama sorunlarınız mı var?Sürekli mide ve bağırsak problemleri, kabızlık, ülser gibi sağlık sorunları mı yaşıyorsunuz?
Bir türlü geçmek bilmeyen baş ağrılarınız mı var?Bir çok tedavi yolu denemenize rağmen vücudunuzu da sizi rahatsız eden ağlarınız mı var?
Nedeni saptanamayan el ayak uyuşmaları, baş dönmeleri, bayılma nöbetlerinden mi şikayetçisiniz?
Nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik, güçsüzlük ve yorgunluk nedeniyle sıkıntılar mı yaşıyorsunuz?Nedeni bulunamayan alerjik rahatsızlıklarınız, deri döküntüleriniz, ve saç dökülmesi gibi sorunlarınız mı var?
Çocuklarınız ile ilgili sorunlarla baş etmekte güçlük mü çekiyorsunuz?Çocuklarınızın okula ve derse ilgisizliğinizden yada aşırı yaramazlıklarından mı şikayetçisiniz?
Çocuğunuz sizi dinlemiyor mu?
Çocuğunuz ders çalışırken konsantrasyon sorunumu yaşıyor?
Sınav zamanı aşırı heyecan ve kendine güvensizlik nedeniyle başarısız mı oluyor?
Çocuğunuzun internet ve bilgisayara çok düşkün olmasından mı yakınıyorsunuz?Çocuğunuzun sizinle ve çevresiyle kurduğu ilişkilerde uyumsuzluk ve geçimsizlik sorunu mu var?
Kişisel kapasitenizi ve yeteneklerinizi yeterli düzeyde kullanamadığınızı mı düşünüyorsunuz?Yabancı dil öğrenmek, yada başka bir beceri kazanmak size zor mu geliyor?
Çevrenizle ilişki kurmakta ve ilişkilerinizi geliştirmekte sorunlar mı yaşıyorsunuz?Bir iş yerinde üst düzey yöneticiyseniz; yönetsel sorunlar mı yaşıyorsunuz?
Hayatınız da her şey yolunda gibi görünse de eksik bir şeylerin olduğunu mu düşüyorsunuz?Hayatı çok daha dolu dolu ve hissederek yaşama arzusu mu duyuyorsunuz?
Diş tedavisi , iğne yaptırmak, ameliyat olmak gibi insan vücuduna müdahale edilen tedavi yöntemlerinden korkuyor musunuz?Gebelik bulantı , kusmalarından ve aşermelerinden şikayetçi misiniz?
Ağrılı adet görme veya menopoz sıkıntıları sizi rahatsız mı ediyor?
Bağışıklık sisteminiz zayıf mı? Sık sık hasta mı olursunuz?
TÜM BU HİSSETİKLERİNİZİN VE YAŞADIKLARINIZIN ETKİN BİR ÇÖZÜM YOLUNUN OLDUĞUNU BİLİYORMUSUNUZ……
***HEMDE HERHANGİ BİR İLAÇ KULLANMADAN***
YUKARIDA YAZILI OLAN SORUNLARDAN HERHANGİ BİRİNİN SİZDE YADA ÇEVRENİZDEKİ BİRİNDE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSANIZ HİPNOTERAPİ YÖNTEMİ İLE TANIŞMAK İÇİN AŞAĞIYI OKUYUNUZ……
HİPNOZ NEDİR?
Hazırlayan:Dr. Hasan KENDİRCİ
HİPNOZ NEDİR ?
HİPNOZU NEDEN TERCİH EDİYORUZ?
Hipnoz en basit tanımıyla trans halidir. Trans ise uyku ile uyanıklık arasında bir durum olup, telkin almayı kolaylaştıran bir ruh halidir diyebiliriz. Olumlu telkin tedavi edici bir terapi metodu olup trans halinde uygulandığında bilinçdışında olumlu değişikliklere ve iyileşmeye yol açmaktadır. Bu seanslar yeteri kadar tekrarlandığında bilinçdışında kalıcı değişiklikler ve iyileşmeler meydana gelmektedir. Kısacası hipnotik trans hali tedaviyi etkili bir şekilde uygulayabilmemiz için bize olanak sağlar. Ancak tedaviyi asıl oluşturan olumlu telkinler ve bu esnada uyguladığımız psikoterapi yöntemleridir.
Birçok ruhsal terapi yöntemi vardır. Ancak bilimsel açıdan kabul edilen ve en geniş anlamda uygulanmakta olan başlıca üç yöntemden söz edebiliriz.
1-Medikal Tedavi: İlaç tedavisi.
2-Psikoterapi: Bilişsel, davranışçı, dinamik ve varoluşçu terapiler.
3-Hipnoterapi: Telkinlerin ve psikoterapi yöntemlerinin trans altında uygulanması.
İlaç tedavisi 6 aydan başlayan bazı hallerde ömür boyu uygulanması gereken bir tedavi şeklidir. Beynin biyolojik bozukluklarında uygulanması zorunludur. Diğer bozukluklarda ise zorunlu bir tedavi şekli değildir. Psikoterapiye ve hipnoterapiye bir üstünlüğü yoktur. İlaçların yan etkileri ve diğer ilaç etkileşimleri bu tedavinin başlıca sorunlarını oluşturur. Tüm psikolojik bozukluklar için etkinliği saptanmış bir ilaç tedavisi henüz ortaya konamamıştır. Uzun süren ilaç tedavilerine rağmen nüksler sıktır. Bu yüzden kişisel olarak ben ilaç tedavisinden yana değilim.
Psikoterapi bilimsel etkinliği kanıtlanmış, doğal, hiçbir yan etkisi olmayan, ehli kişilerce uygulandığında tamamen iyileşme sağlayan bir yöntemdir. Ancak kamusal alanda verilmeyen bu hizmete ulaşabilmek için belirli maddi olanaklara sahip olmak, zaman ayırmak ve sabırlı olmak şarttır.
Hipnoterapi ise bilinçdışı erişimin kolay olması nedeniyle çok daha çabuk sonuç veren, gerek terapötik anlamda, gerekse analitik anlamda süreci hızlandıran bir tekniktir. Bu özelliğinden dolayı daha kısa zamanda ve daha düşük maliyetlerle iyileşme sağlama olanağı vardır. Türk insanının sabırsız yapısı ve bir an önce sonuç alma beklentilerini karşılaması nedeniyle bu tekniğin önümüzdeki yıllarda çok daha fazla talep göreceği kanısındayım. Ben de bu yöntemi çeşitli avantajları nedeniyle tercih ediyorum. Ayrıca bazen medikal tedavinin, bezen klasik psikoterapinin tıkandığı durumlarda hipnoterapi bizlere yeni açılımlar sağlamaktadır. (Ör. İlaç ve madde bağımlılıkları, konuşma bozuklukları, anoreksia nevroza, bulumnia, kişilik bozuklukları, davranış bozuklukları, dürtü kontrol bozuklukları, ağrı bozuklukları, konversiyon bozukluğu, somatizasyon bozukluğu vb.).
Hipnoterapinin bir başka üstünlüğü ise bilinen fiziksel bir hastalığın tedavisinde destek olarak kullanılabilmesi ve hastalığın gidişini olumlu etkilemesidir. (Ör. Bir kanser hastasının ağrılarının kontrolünde). Hipnoz ayrıca analjezi, anestezi, ağrısız doğum gibi farklı tıp alanlarında destekleyici ve sağaltıcı etkiler yaratmaktadır.
HİPNOZUN ZARARI VAR MIDIR
Hipnoz çok temel olarak iki tarzda uygulanabilir. Birincisi direkt olumlu tekinlerle şifa sağlamaya yönelik çalışmalardır. Hiçbir zararı ya da yan etkisi kesinlikle yoktur. İkincisi ise analitik hipnoterapi olup, psikoterapi bilgi ve deneyimine sahip terapistler tarafından uygulanmalıdır. Burada hipnotik trans altındaki suje ile bilgi alışverişinde bulunulur. Seansı uygun sorularla yönetmek ve gerekli terapötik yaklaşımları göstermek bir terapi sanatıdır. Bu tekniğin daha deneyimli ve donanımlı terapistler tarafından uygulanması şarttır. Ayrıca hipnotik trans altında yaş geriletilmesi, katarsis (boşalım) sağlanması gibi tekniklerin yine ustaca idare edilmesi gerekmektedir. Yetkili ve deneyimli terapistler tarafından yapılan hipnozun hiçbir zararı yoktur.
HER İNSAN HİPNOZ OLABİLİR Mİ
Hipnoz her insanın yaşayabileceği doğal bir süreçtir. Zaman zaman hepimiz, günlük yaşamımızda hipnotik deneyimler yaşarız. TV reklamlarından etkilenerek bazı ürünleri almak istememiz irademiz dışında hipnoz olmamızdan kaynaklanır. Bilinçaltımızdaki tüm bilgileri hipnotik bir süreçte içimize alırız. Bilmediğimiz bir konuda anlatılanları inanarak dinlerken aslında bir çeşit hipnoz durumu yaşar ve anlatılan bilgileri kritik etmeden içimize alırız. Bir film izlerken duygulanır, ağlar, gülerken bir çeşit hipnotik ruh hali içinde oluruz. Bir şeye kendimizi iyice konsantre etmişsek, örneğin bilgisayarda oyun oynuyorsak, bir işe kendimizi iyice konsantre etmişsek, heyecanla maç izliyorsak yine bir çeşit hipnoz durumundayız demektir. Dış uyarılara kendimizi kapatmış sadece o anda yaptığımız işe odaklanmışızdır. Bu odaklanma tıpkı hipnozdaki telkinlere odaklanma gibidir. Bu durumlarda insanlar tıpkı hipnozdaki gibi telkinlere yatkın hale gelirler. Dolayısıyla hipnoz doğal hayatımızın da bir parçası olan tanıdık bir olgu olup bir hipnotist yardımıyla yeniden yaşantılandığında bu tanıdıklık daha iyi anlaşılır.
HİPNOZA DİRENÇ NEDİR
Bir kişi hipnoza giremiyorsa hipnoza dirençten bahsederiz. Bunun tek nedeni kişinin hipnoz hakkındaki eksik ve yanlış bilgileri nedeniyle yaşadığı korkudur. Bazı kişiler hipnozun bir bilinç kaybı olduğunu düşünür. Tersine hipnoz beynin aktif olarak katıldığı bir konsantrasyon çalışmasıdır. Özellikle sağ beynin aktif hale geldiği, uykudan farklı, beynin özel bir elektriksel aktivite içinde olduğu durumdur. Hipnozu uyumak ya da bilincin kaybedilmesi olarak düşünmek doğru değildir. Özellikle bilinçli hipnoz tekniğinde, zihnin bilinçli bölümü kısmen uyanık bir halde ve süreci izlemektedir. Kişi hipnotisti duyar, gerekirse onunla konuşur ve sorularına yanıt verir. Çevreden gelen sesleri ve bazı uyarıları da alması mümkündür. Hatta bu durumda kişi hipnozu yaşamadığını sanır ki bu da doğru değildir.
Bazı kişiler hipnozdan çıkamayacağından korkar ki bu da yanlış bir bilgidir. Hipnozdaki suje hipnotistin komutu ile kolayca hipnozdan çıkar. Hatta hipnotistin hipnotik telkinlerinin sürmemesi durumunda dahi hipnozu yüzeyselleşir ve suje hipnozdan çıkar.
Yine bazı kişiler hipnotistin art niyetli telkinlerinden zarar görebileceklerini düşünürler. Oysa kişi her ne kadar trans halinde olsa bile beyninin bir bölümü ile telkinleri kontrol etmektedir. Bu kontrol eden beyin bölümüne biz ‘iç gözlemci’ deriz. Kişinin amacına, terapinin hedefine uygun olmayan telkinlerle karşılan suje bu ‘iç gözlemci’ nin tepkisi nedeniyle derhal otomatik olarak hipnozu yüzeyselleştirir ve uyanma moduna geçer. ERP kayıtlarıyla da bu durum kanıtlanmıştır.
Bazı kişiler kontrollerini kaybetmekten bazıları ise bazı gizli bilgilerinin ve sırlarının ortaya çıkacağından korkarlar. Oysa hipnoz kişide bir sır ya da suç arama metodu değildir ve böyle bir amaçla kullanılması da mümkün değildir. Biz terapistler danışanlarımızın bize bilinçli düzeyde verdikleri bilgilerle çoğu kez yetiniriz. Bize verilen bilgilere inanır ve güveniriz. Kendi kişisel inanış, ahlaki anlayışımıza ya da felsefi anlayışımıza ters bile görünse bu bilgilerle danışanımızı yargılamayız, suçlamayız ve onun hakkında bir önyargı oluşturmayız. Bizim görevimiz anlamak ve yardım etmektir. Sır tutmak ve tüm bilgileri danışanımızın sorunlarını çözmek için kullanmaktır. Bazı analitik çalışmalarda, danışanımızdan yeniden izin alarak bazı yaşam olaylarına ‘yaş geriletme tekniği’ ile gidebiliriz. Buradaki amacımız da takdir edilmeli ki travmayı ortaya çıkarmak bunun yarattığı duygusal sorunları çözüme kavuşturmaktır. Kısacası burada yapılan her şey sadece ve sadece hastanın yararı içindir.
Burada dikkat edilmesi gereken yegane husus tam bir güven ilişkisinin kurulmasıdır. Seans odasındaki tüm konuşulanların ve ortaya çıkan bilgilerin profesyonel bir anlayışla saklanacağı ve danışanların bu ifşaattan en ufak bir zarar görmeyecekleri güveninin oluşmasıdır. Bunun da yolu danışanların bu tür tedaviler için mutlaka işinin ehli, bu konuda yetkili, deneyimli ve güven duyabileceği bir profesyoneli seçmesidir. Ben şahsen bu konuyu danışanlarımla açıkça konuşmaktan yanayım. Eğer bu güveni bana duyamıyorlarsa başka bir terapiste gitmesini öneriyorum hatta başka bir terapiste ulaşmasında yardımcı oluyorum.
İYİ BİR HİPNOZ SAENSI İÇİN YAPMANIZ GEREKENLER
Hipnoterapi seansını hipnotist yönetir. Danışanlarımızdan istediklerimiz son derece basit ve uygulanması kolay şeylerdir. Tekniğin doğası gereği danışanlar rahat bir koltukta veya divanda gözleri kapalı bir halde dinlenir ve telkinleri dinlerler. Burada verimli bir trans çalışmasının yapılabilmesi için danışanlarımızın bazı konulara dikkat etmesi gerekmektedir.
1-Kesinlikle hipnoza girip girmediğinizi ya da ne derece derin bir hipnozda olduğunuzu düşünmeyin ve anlamaya çalışmayın. Sadece telkinlere odaklanın ve telkinlerin gereğini yapın.
2-Telkinleri analiz etmeye çalışmayın. Bunları seanstan önce zaten sizlerle paylaşıyor ve onayınızı alıyoruz. Telkinleri dinlerken isterseniz sizde içinizden tekrar edebilirsiniz.
3-Çevredeki uyaranları (sesleri) dikkate almayın, sadece hipnotistin sesine odaklanmaya çalışın. Çevreyi izlemekten vazgeçin ve içinize yoğunlaşın.
4-Kendinizi akışa bırakın ve süreci kontrol etmeye çalışmayın.
5-Konsantre olmakta zorluk çekiyorsanız gözlerinizi açabilir ve terapistinize bu durumu ya da varsa sorununuzu bildirebilirsiniz. Uzandığınız divan rahat değilse, vücudunuzun bir yerinde ağrı ya da rahatsız edici bir duygu varsa bildirin. Üşüyorsanız bir battaniye ile örtünebilirsiniz. Tuvalet ihtiyacınız varsa mutlaka giderin. Susamışsanız su için. Müzik ya da ışık rahatsız ediyorsa bildirin. İhtiyaçlarınızı belirtmekten kaçınmayın.
6-Hipnoz koltuğunda ya da divanında rahat, güvenli ve huzurlu olun.
7-Trans esnasında içinizden gelen duyguları kontrol etmeye ya da bastırmaya çalışmayın. Eğer içinizden ağlamak geliyorsa ağlayın ve rahatlayın. Kendinizi duygusal deşarjlar açısından özgür kılın. Buradaki tek amacın size, duygusal iyileşmenize yardım edilmesi olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
HİPNOZU KİMLER YAPABİLİR
Bu konuda eğitim almış ve kendini yetiştirmiş olan Tıp doktorları, Diş hekimleri ve Psikologlar kendi uğraşı alanlarında hipnozu tedavi aracı olarak kullanabilirler. Bunların dışında sağlık mensubu olmayan kişiler bu tür bir tedaviyi uygulamaya hem yetkili değildirler hem de eksik bilgileri nedeniyle hastalara zarar verebilirler. Bu tarz tedavilere ilgi duyanların terapistlerini dikkatli seçmeleri ve bu konuda yetkili olup olmadıklarını saptamaları şarttır.
HİPNOZDAN KİMLER YARARLANABİLİR
Tüm insanlar hipnozdan yararlanabilir. Ancak hastaların küçük sayılabilecek bir kesimine hipnoz uygun bir tedavi tekniği değildir. Bunlar; şizofreni, paranoid bozukluk, mani, bunama, gibi beynin biyolojik hastalıkları ile zihinsel engelli olma durumlarıdır. Bunların dışında gerek psikolojik gerekse fiziksel hastalıklarda hipnozu kullanmak mümkündür. Psikolojik rahatsızlıklarda tedavi aracı olarak, fiziksel rahatsızlıklar da ise destekleyici tedavi olarak hipnozu kullanmaktayız.
Burada altını çizmemiz gereken nokta şudur: Hipnoz sadece bir rahatsızlığı olan kişilere değil sağlıklı kişilere de başarıyla uygulanabilmektedir. Kişisel gelişim için, başarılı olmak için, ruhsal rahatlama, dinginlik elde etmek için hipnoza başvurulabilir. Hipnotik transın meditatif ve zihinsel kapasiteyi güçlendirici etkilerinden yaralanmak mümkündür.
HİPNOTERAPİYİ TERCİH EDECEK OLAN KİŞİLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR:
Her insanın hipnozu yaşayış biçimi farklıdır. Burada uygulamakta olduğumuz tedavilerde kişiye özgün yaklaşımları seçmekteyim. Telkinlerin etkili olabilmesi için transın derinliğinin bir önemi yoktur. Telkinlere uyum göstererek dikkatli bir dinleme çoğu kez terapi için yeterli olmaktadır.
Hipnoz tedavide kullandığımız bir aracıdır. Asıl tedavi psikoterapötik yaklaşımla sağlanmaktadır. İlk seans görüşme/tanışma ve sizlerin sorunlarını anlamak içindir. Bu yüzden ilk seansta hipnoz uygulanmamaktadır. Daha sonraki seanslarda gerekli gördüğümüz durumlarda hipnoterapi uygulanmaktadır. Seanslar sizlerin özgün gereksinimlerinize göre biçimlendirilmektedir.
Semptom odaklı (ör. Sigara bırakma, özgül bir fobiden kurtulma, depresif duygu durumundan kurtulma, psikosomatik ağrılardan kurtulma vb) çalışmalar ön görüşme hariç 75 şer dakikalık yaklaşık beş seansta sonuçlandırılmaktadır. Öğrencilerin sınav stresleri ile başa çıkmaları, okula, derse motivasyonlarının artması, hızlı öğrenme ve etkin hatırlama yeteneklerinin artması için ön görüşme hariç, 50 şer dakikalık üç seans hipnotik trans çalışması uygulamaktayım.
Dinamik psikoterapi çalışmaları (Ör: kişilik sorunları, kişilik çözümlemeleri, davranış bozuklukları vb) ise daha uzun seanslar gerektirmektedir. Bu çalışmalarda psikoterapi seansları daha ön planda olmaktadır. Hipnoterapiyi ise özellikle tedavi bölümünde, tedaviyi hızlandıran ve pekiştiren bir teknik olarak kullanmaktayım.
Hastalarımızın randevularına azami dikkat göstermesi gerekmektedir. Herhangi bir nedenle randevusuna gelemeyecek olan hastalarımızın en az 24 saat önce bildirmesi ve randevusunu iptal etmesi gerekmektedir. Bu durum bizlere, bizim emeğimize ve zamanımıza saygının ve uygarlığın gereğidir. Randevusunu iptal etmeden gelmeyen hastalara para iadesi veya telafi seansı yapılmayacaktır. Randevulara uyulmaması halinde hem terapinin akışı ve tedavi olumsuz etkilenmekte hem de değerli bir zamanı kullanamamaktayız. Size verilen randevu saatinde başka bir hastanın kabul edilmesi de mümkün olmamaktadır.
Bizde bazı acil durumlarda size verdiğimiz bir randevuyu iptal etmek zorunda kalabiliriz. Bu durumda size 24 saat önce bilgi ve yeni bir randevu verilir. Bunun için iletişim numaralarınızın ulaşılabilir/güncel olması gerekir. Ayrıca, size ulaşamadığımız takdirde aramak üzere size ulaşabilecek olan bir yakınınızın telefonunu vermeniz uygun olur.
Seans süreleri gereksinime göre farklı düzenlenmiştir. Çocuklarda yaklaşık 50 dak. olan süre, erişkinlerde duruma göre 75-100 dak. olabilmektedir. Ücretlendirme seansta harcanan süreyle doğru orantılıdır. Bu nedenle öngörülen süreye dikkat edilmesi ve bir sonraki hastanın süresinden alınmaması gerekmektedir. Yinede bazı seanslarda olabilecek muhtemel uzamalar nedeniyle, hastalarımızdan 30 dakikaya kadar beklemelerde anlayışlı olmalarını umuyorum.
Seanslar hem sizlerin hem de bizim güvenliğimiz ve etik sorumluluklarımız açısından kamera ile kaydedilmektedir. İsteyen hastalara ücreti karşılığında yaptığımız çalışmaların VCD ya da DVD’lerini verebiliyoruz.
HİPNOZ NEDİR ?
HİPNOZU NEDEN TERCİH EDİYORUZ?
Hipnoz en basit tanımıyla trans halidir. Trans ise uyku ile uyanıklık arasında bir durum olup, telkin almayı kolaylaştıran bir ruh halidir diyebiliriz. Olumlu telkin tedavi edici bir terapi metodu olup trans halinde uygulandığında bilinçdışında olumlu değişikliklere ve iyileşmeye yol açmaktadır. Bu seanslar yeteri kadar tekrarlandığında bilinçdışında kalıcı değişiklikler ve iyileşmeler meydana gelmektedir. Kısacası hipnotik trans hali tedaviyi etkili bir şekilde uygulayabilmemiz için bize olanak sağlar. Ancak tedaviyi asıl oluşturan olumlu telkinler ve bu esnada uyguladığımız psikoterapi yöntemleridir.
Birçok ruhsal terapi yöntemi vardır. Ancak bilimsel açıdan kabul edilen ve en geniş anlamda uygulanmakta olan başlıca üç yöntemden söz edebiliriz.
1-Medikal Tedavi: İlaç tedavisi.
2-Psikoterapi: Bilişsel, davranışçı, dinamik ve varoluşçu terapiler.
3-Hipnoterapi: Telkinlerin ve psikoterapi yöntemlerinin trans altında uygulanması.
İlaç tedavisi 6 aydan başlayan bazı hallerde ömür boyu uygulanması gereken bir tedavi şeklidir. Beynin biyolojik bozukluklarında uygulanması zorunludur. Diğer bozukluklarda ise zorunlu bir tedavi şekli değildir. Psikoterapiye ve hipnoterapiye bir üstünlüğü yoktur. İlaçların yan etkileri ve diğer ilaç etkileşimleri bu tedavinin başlıca sorunlarını oluşturur. Tüm psikolojik bozukluklar için etkinliği saptanmış bir ilaç tedavisi henüz ortaya konamamıştır. Uzun süren ilaç tedavilerine rağmen nüksler sıktır. Bu yüzden kişisel olarak ben ilaç tedavisinden yana değilim.
Psikoterapi bilimsel etkinliği kanıtlanmış, doğal, hiçbir yan etkisi olmayan, ehli kişilerce uygulandığında tamamen iyileşme sağlayan bir yöntemdir. Ancak kamusal alanda verilmeyen bu hizmete ulaşabilmek için belirli maddi olanaklara sahip olmak, zaman ayırmak ve sabırlı olmak şarttır.
Hipnoterapi ise bilinçdışı erişimin kolay olması nedeniyle çok daha çabuk sonuç veren, gerek terapötik anlamda, gerekse analitik anlamda süreci hızlandıran bir tekniktir. Bu özelliğinden dolayı daha kısa zamanda ve daha düşük maliyetlerle iyileşme sağlama olanağı vardır. Türk insanının sabırsız yapısı ve bir an önce sonuç alma beklentilerini karşılaması nedeniyle bu tekniğin önümüzdeki yıllarda çok daha fazla talep göreceği kanısındayım. Ben de bu yöntemi çeşitli avantajları nedeniyle tercih ediyorum. Ayrıca bazen medikal tedavinin, bezen klasik psikoterapinin tıkandığı durumlarda hipnoterapi bizlere yeni açılımlar sağlamaktadır. (Ör. İlaç ve madde bağımlılıkları, konuşma bozuklukları, anoreksia nevroza, bulumnia, kişilik bozuklukları, davranış bozuklukları, dürtü kontrol bozuklukları, ağrı bozuklukları, konversiyon bozukluğu, somatizasyon bozukluğu vb.).
Hipnoterapinin bir başka üstünlüğü ise bilinen fiziksel bir hastalığın tedavisinde destek olarak kullanılabilmesi ve hastalığın gidişini olumlu etkilemesidir. (Ör. Bir kanser hastasının ağrılarının kontrolünde). Hipnoz ayrıca analjezi, anestezi, ağrısız doğum gibi farklı tıp alanlarında destekleyici ve sağaltıcı etkiler yaratmaktadır.
HİPNOZUN ZARARI VAR MIDIR
Hipnoz çok temel olarak iki tarzda uygulanabilir. Birincisi direkt olumlu tekinlerle şifa sağlamaya yönelik çalışmalardır. Hiçbir zararı ya da yan etkisi kesinlikle yoktur. İkincisi ise analitik hipnoterapi olup, psikoterapi bilgi ve deneyimine sahip terapistler tarafından uygulanmalıdır. Burada hipnotik trans altındaki suje ile bilgi alışverişinde bulunulur. Seansı uygun sorularla yönetmek ve gerekli terapötik yaklaşımları göstermek bir terapi sanatıdır. Bu tekniğin daha deneyimli ve donanımlı terapistler tarafından uygulanması şarttır. Ayrıca hipnotik trans altında yaş geriletilmesi, katarsis (boşalım) sağlanması gibi tekniklerin yine ustaca idare edilmesi gerekmektedir. Yetkili ve deneyimli terapistler tarafından yapılan hipnozun hiçbir zararı yoktur.
HER İNSAN HİPNOZ OLABİLİR Mİ
Hipnoz her insanın yaşayabileceği doğal bir süreçtir. Zaman zaman hepimiz, günlük yaşamımızda hipnotik deneyimler yaşarız. TV reklamlarından etkilenerek bazı ürünleri almak istememiz irademiz dışında hipnoz olmamızdan kaynaklanır. Bilinçaltımızdaki tüm bilgileri hipnotik bir süreçte içimize alırız. Bilmediğimiz bir konuda anlatılanları inanarak dinlerken aslında bir çeşit hipnoz durumu yaşar ve anlatılan bilgileri kritik etmeden içimize alırız. Bir film izlerken duygulanır, ağlar, gülerken bir çeşit hipnotik ruh hali içinde oluruz. Bir şeye kendimizi iyice konsantre etmişsek, örneğin bilgisayarda oyun oynuyorsak, bir işe kendimizi iyice konsantre etmişsek, heyecanla maç izliyorsak yine bir çeşit hipnoz durumundayız demektir. Dış uyarılara kendimizi kapatmış sadece o anda yaptığımız işe odaklanmışızdır. Bu odaklanma tıpkı hipnozdaki telkinlere odaklanma gibidir. Bu durumlarda insanlar tıpkı hipnozdaki gibi telkinlere yatkın hale gelirler. Dolayısıyla hipnoz doğal hayatımızın da bir parçası olan tanıdık bir olgu olup bir hipnotist yardımıyla yeniden yaşantılandığında bu tanıdıklık daha iyi anlaşılır.
HİPNOZA DİRENÇ NEDİR
Bir kişi hipnoza giremiyorsa hipnoza dirençten bahsederiz. Bunun tek nedeni kişinin hipnoz hakkındaki eksik ve yanlış bilgileri nedeniyle yaşadığı korkudur. Bazı kişiler hipnozun bir bilinç kaybı olduğunu düşünür. Tersine hipnoz beynin aktif olarak katıldığı bir konsantrasyon çalışmasıdır. Özellikle sağ beynin aktif hale geldiği, uykudan farklı, beynin özel bir elektriksel aktivite içinde olduğu durumdur. Hipnozu uyumak ya da bilincin kaybedilmesi olarak düşünmek doğru değildir. Özellikle bilinçli hipnoz tekniğinde, zihnin bilinçli bölümü kısmen uyanık bir halde ve süreci izlemektedir. Kişi hipnotisti duyar, gerekirse onunla konuşur ve sorularına yanıt verir. Çevreden gelen sesleri ve bazı uyarıları da alması mümkündür. Hatta bu durumda kişi hipnozu yaşamadığını sanır ki bu da doğru değildir.
Bazı kişiler hipnozdan çıkamayacağından korkar ki bu da yanlış bir bilgidir. Hipnozdaki suje hipnotistin komutu ile kolayca hipnozdan çıkar. Hatta hipnotistin hipnotik telkinlerinin sürmemesi durumunda dahi hipnozu yüzeyselleşir ve suje hipnozdan çıkar.
Yine bazı kişiler hipnotistin art niyetli telkinlerinden zarar görebileceklerini düşünürler. Oysa kişi her ne kadar trans halinde olsa bile beyninin bir bölümü ile telkinleri kontrol etmektedir. Bu kontrol eden beyin bölümüne biz ‘iç gözlemci’ deriz. Kişinin amacına, terapinin hedefine uygun olmayan telkinlerle karşılan suje bu ‘iç gözlemci’ nin tepkisi nedeniyle derhal otomatik olarak hipnozu yüzeyselleştirir ve uyanma moduna geçer. ERP kayıtlarıyla da bu durum kanıtlanmıştır.
Bazı kişiler kontrollerini kaybetmekten bazıları ise bazı gizli bilgilerinin ve sırlarının ortaya çıkacağından korkarlar. Oysa hipnoz kişide bir sır ya da suç arama metodu değildir ve böyle bir amaçla kullanılması da mümkün değildir. Biz terapistler danışanlarımızın bize bilinçli düzeyde verdikleri bilgilerle çoğu kez yetiniriz. Bize verilen bilgilere inanır ve güveniriz. Kendi kişisel inanış, ahlaki anlayışımıza ya da felsefi anlayışımıza ters bile görünse bu bilgilerle danışanımızı yargılamayız, suçlamayız ve onun hakkında bir önyargı oluşturmayız. Bizim görevimiz anlamak ve yardım etmektir. Sır tutmak ve tüm bilgileri danışanımızın sorunlarını çözmek için kullanmaktır. Bazı analitik çalışmalarda, danışanımızdan yeniden izin alarak bazı yaşam olaylarına ‘yaş geriletme tekniği’ ile gidebiliriz. Buradaki amacımız da takdir edilmeli ki travmayı ortaya çıkarmak bunun yarattığı duygusal sorunları çözüme kavuşturmaktır. Kısacası burada yapılan her şey sadece ve sadece hastanın yararı içindir.
Burada dikkat edilmesi gereken yegane husus tam bir güven ilişkisinin kurulmasıdır. Seans odasındaki tüm konuşulanların ve ortaya çıkan bilgilerin profesyonel bir anlayışla saklanacağı ve danışanların bu ifşaattan en ufak bir zarar görmeyecekleri güveninin oluşmasıdır. Bunun da yolu danışanların bu tür tedaviler için mutlaka işinin ehli, bu konuda yetkili, deneyimli ve güven duyabileceği bir profesyoneli seçmesidir. Ben şahsen bu konuyu danışanlarımla açıkça konuşmaktan yanayım. Eğer bu güveni bana duyamıyorlarsa başka bir terapiste gitmesini öneriyorum hatta başka bir terapiste ulaşmasında yardımcı oluyorum.
İYİ BİR HİPNOZ SAENSI İÇİN YAPMANIZ GEREKENLER
Hipnoterapi seansını hipnotist yönetir. Danışanlarımızdan istediklerimiz son derece basit ve uygulanması kolay şeylerdir. Tekniğin doğası gereği danışanlar rahat bir koltukta veya divanda gözleri kapalı bir halde dinlenir ve telkinleri dinlerler. Burada verimli bir trans çalışmasının yapılabilmesi için danışanlarımızın bazı konulara dikkat etmesi gerekmektedir.
1-Kesinlikle hipnoza girip girmediğinizi ya da ne derece derin bir hipnozda olduğunuzu düşünmeyin ve anlamaya çalışmayın. Sadece telkinlere odaklanın ve telkinlerin gereğini yapın.
2-Telkinleri analiz etmeye çalışmayın. Bunları seanstan önce zaten sizlerle paylaşıyor ve onayınızı alıyoruz. Telkinleri dinlerken isterseniz sizde içinizden tekrar edebilirsiniz.
3-Çevredeki uyaranları (sesleri) dikkate almayın, sadece hipnotistin sesine odaklanmaya çalışın. Çevreyi izlemekten vazgeçin ve içinize yoğunlaşın.
4-Kendinizi akışa bırakın ve süreci kontrol etmeye çalışmayın.
5-Konsantre olmakta zorluk çekiyorsanız gözlerinizi açabilir ve terapistinize bu durumu ya da varsa sorununuzu bildirebilirsiniz. Uzandığınız divan rahat değilse, vücudunuzun bir yerinde ağrı ya da rahatsız edici bir duygu varsa bildirin. Üşüyorsanız bir battaniye ile örtünebilirsiniz. Tuvalet ihtiyacınız varsa mutlaka giderin. Susamışsanız su için. Müzik ya da ışık rahatsız ediyorsa bildirin. İhtiyaçlarınızı belirtmekten kaçınmayın.
6-Hipnoz koltuğunda ya da divanında rahat, güvenli ve huzurlu olun.
7-Trans esnasında içinizden gelen duyguları kontrol etmeye ya da bastırmaya çalışmayın. Eğer içinizden ağlamak geliyorsa ağlayın ve rahatlayın. Kendinizi duygusal deşarjlar açısından özgür kılın. Buradaki tek amacın size, duygusal iyileşmenize yardım edilmesi olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
HİPNOZU KİMLER YAPABİLİR
Bu konuda eğitim almış ve kendini yetiştirmiş olan Tıp doktorları, Diş hekimleri ve Psikologlar kendi uğraşı alanlarında hipnozu tedavi aracı olarak kullanabilirler. Bunların dışında sağlık mensubu olmayan kişiler bu tür bir tedaviyi uygulamaya hem yetkili değildirler hem de eksik bilgileri nedeniyle hastalara zarar verebilirler. Bu tarz tedavilere ilgi duyanların terapistlerini dikkatli seçmeleri ve bu konuda yetkili olup olmadıklarını saptamaları şarttır.
HİPNOZDAN KİMLER YARARLANABİLİR
Tüm insanlar hipnozdan yararlanabilir. Ancak hastaların küçük sayılabilecek bir kesimine hipnoz uygun bir tedavi tekniği değildir. Bunlar; şizofreni, paranoid bozukluk, mani, bunama, gibi beynin biyolojik hastalıkları ile zihinsel engelli olma durumlarıdır. Bunların dışında gerek psikolojik gerekse fiziksel hastalıklarda hipnozu kullanmak mümkündür. Psikolojik rahatsızlıklarda tedavi aracı olarak, fiziksel rahatsızlıklar da ise destekleyici tedavi olarak hipnozu kullanmaktayız.
Burada altını çizmemiz gereken nokta şudur: Hipnoz sadece bir rahatsızlığı olan kişilere değil sağlıklı kişilere de başarıyla uygulanabilmektedir. Kişisel gelişim için, başarılı olmak için, ruhsal rahatlama, dinginlik elde etmek için hipnoza başvurulabilir. Hipnotik transın meditatif ve zihinsel kapasiteyi güçlendirici etkilerinden yaralanmak mümkündür.
HİPNOTERAPİYİ TERCİH EDECEK OLAN KİŞİLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR:
Her insanın hipnozu yaşayış biçimi farklıdır. Burada uygulamakta olduğumuz tedavilerde kişiye özgün yaklaşımları seçmekteyim. Telkinlerin etkili olabilmesi için transın derinliğinin bir önemi yoktur. Telkinlere uyum göstererek dikkatli bir dinleme çoğu kez terapi için yeterli olmaktadır.
Hipnoz tedavide kullandığımız bir aracıdır. Asıl tedavi psikoterapötik yaklaşımla sağlanmaktadır. İlk seans görüşme/tanışma ve sizlerin sorunlarını anlamak içindir. Bu yüzden ilk seansta hipnoz uygulanmamaktadır. Daha sonraki seanslarda gerekli gördüğümüz durumlarda hipnoterapi uygulanmaktadır. Seanslar sizlerin özgün gereksinimlerinize göre biçimlendirilmektedir.
Semptom odaklı (ör. Sigara bırakma, özgül bir fobiden kurtulma, depresif duygu durumundan kurtulma, psikosomatik ağrılardan kurtulma vb) çalışmalar ön görüşme hariç 75 şer dakikalık yaklaşık beş seansta sonuçlandırılmaktadır. Öğrencilerin sınav stresleri ile başa çıkmaları, okula, derse motivasyonlarının artması, hızlı öğrenme ve etkin hatırlama yeteneklerinin artması için ön görüşme hariç, 50 şer dakikalık üç seans hipnotik trans çalışması uygulamaktayım.
Dinamik psikoterapi çalışmaları (Ör: kişilik sorunları, kişilik çözümlemeleri, davranış bozuklukları vb) ise daha uzun seanslar gerektirmektedir. Bu çalışmalarda psikoterapi seansları daha ön planda olmaktadır. Hipnoterapiyi ise özellikle tedavi bölümünde, tedaviyi hızlandıran ve pekiştiren bir teknik olarak kullanmaktayım.
Hastalarımızın randevularına azami dikkat göstermesi gerekmektedir. Herhangi bir nedenle randevusuna gelemeyecek olan hastalarımızın en az 24 saat önce bildirmesi ve randevusunu iptal etmesi gerekmektedir. Bu durum bizlere, bizim emeğimize ve zamanımıza saygının ve uygarlığın gereğidir. Randevusunu iptal etmeden gelmeyen hastalara para iadesi veya telafi seansı yapılmayacaktır. Randevulara uyulmaması halinde hem terapinin akışı ve tedavi olumsuz etkilenmekte hem de değerli bir zamanı kullanamamaktayız. Size verilen randevu saatinde başka bir hastanın kabul edilmesi de mümkün olmamaktadır.
Bizde bazı acil durumlarda size verdiğimiz bir randevuyu iptal etmek zorunda kalabiliriz. Bu durumda size 24 saat önce bilgi ve yeni bir randevu verilir. Bunun için iletişim numaralarınızın ulaşılabilir/güncel olması gerekir. Ayrıca, size ulaşamadığımız takdirde aramak üzere size ulaşabilecek olan bir yakınınızın telefonunu vermeniz uygun olur.
Seans süreleri gereksinime göre farklı düzenlenmiştir. Çocuklarda yaklaşık 50 dak. olan süre, erişkinlerde duruma göre 75-100 dak. olabilmektedir. Ücretlendirme seansta harcanan süreyle doğru orantılıdır. Bu nedenle öngörülen süreye dikkat edilmesi ve bir sonraki hastanın süresinden alınmaması gerekmektedir. Yinede bazı seanslarda olabilecek muhtemel uzamalar nedeniyle, hastalarımızdan 30 dakikaya kadar beklemelerde anlayışlı olmalarını umuyorum.
Seanslar hem sizlerin hem de bizim güvenliğimiz ve etik sorumluluklarımız açısından kamera ile kaydedilmektedir. İsteyen hastalara ücreti karşılığında yaptığımız çalışmaların VCD ya da DVD’lerini verebiliyoruz.
Adres: Cumhuriyet Cad. Ata Apartmanı no: 261 kat:6 Harbiye, Şişli/İstanbul/Türkiye
Tel: 0212 230 38 75 / 0212 225 01 57
Fax:0212 230 89 05
Gsm: 0 532 522 53 22
E-mail: hipnozmerkezi@hotmail.com
İÇERİK
Hakkımda
- DR. HASAN KENDİRCİ
- 15.01.1959 Şanlıurfa’nın Birecik İlçesinde doğdum. 1976 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliğinde 2 yıl eğitim aldıktan sonra 1978 yılında İstanbul Tıp Fakültesine girdim 1984 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun olarak aynı dönemde hekimlik hayatıma başladım. 1987 yılına kadar SSK Rize Hastanesinde görevimi tamamladım.1989 yılından itibaren ise SSK Beyoğlu Dispanserinde çalışmaya başladım ve hekimlik yaşantımı bu ünitede devam ettirdim. Halen Beyoğlu Göz Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Semt Polikliniği’nde görev yapmaktayım. Özel muayenehanemde hastalarımı ve danışanlarımı kabul etmekteyim. İstanbul Tabip odasında birçok komisyonda aktif olarak görev aldım ve birçok işyeri hekimliği yaptım. 2003 yılında Yeditepe Üniversitesinde Hipnoz ve Hipnoterapi eğitimi alarak mesleğime yeni bir boyut kazandırdım. Ayrıca psikoterapi enstitüsünde 600 saatlik psikoterapi eğitimi alarak, Bu konuda kendimi geliştirdim. Psikohipnoterapi ve destekleyici tıp alanında çok sayıda yurt içi ve yurtdışında sertifikalandırılmış eğitimler aldım. Evli ve 2 çocuk babasıyım, İstanbul’da ikamet etmekteyim.
SERTİFİKALARIM VE EĞİTİMLERİM
PSİKOHİPNOTERAPİ VE DESTEKLEYİCİ TIP ALANINDA YAPTIĞIM ÇALIŞMALAR VE ALDIĞIM SERTİFİKALAR
1-Psikoterapide yaratıcılık süreci nasıl geliştirilir / Prof. Dr. Peter Bloom / 14-16.10.2005
2-Psikoterapi Enstitüsü Eğitimi /Psikiyatrist Dr. Tahir Özakkaş / 19.5.2006-19.11.2006
3-Tanı ve tedavide imgesel görüntü yaşantısı/ Doç. Dr. Ali Nahit Babaoğlu/ 2-5.2 2005
4-I.Tıbbi Hipnoz Kongresi /Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fak./İstanbul/7-9.5.2005
5-Bi-digital O-ring test / Dr. Yoshiaki OMURA / 23-24.12.2006
6-Hipnoz ve Psikoterapi Eğitimi /Dr.Tahir Özakkaş /20-21.11.2006
7-Sekizinci İzmir Psikanaliz ve Psikoterapi Günleri / 29.9.2006-1.11.2006
8-Panik atakta psikohipnoterapi / Dr. Tahir Özakkaş / 14-16.10.2005
9-Hipnoz İndüksiyon Yeknikleri /Dr. Murat Ulusoy / 14-16.10.2006
10-Stress-Control through Self-Hypanosis / Psik. Dr. Ruysschaert Nicole /13-14.5.2006
11-II.Ulusal Tıbbi Hipnoz Kongresi /14-16.10.2006
12-The use of hypnosis in trauma-based psychopatholoy / Eric Vermetten MD/ 18-19.3.2006
13-İleri Düzey Hipnoz Eğitimi /Dr. Bülent URAN-Dr.Ali Özden Öztürk / 19-20.11.2005
14-Hipnoz Eğitimi / Dr. Albrecht Schmierer /Alman Hipnoz Derneği Başkanı /14-15.5.2005
15-Hipnoz eğitimi / Prof. Dr. Matthias Mende /28-28.8.2004
16-III. Ulusal Tıbbi Hipnoz Kongresi /Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fak./ 2-5.11.2006
17-Hypnotic communication with the symptom/Prof. Dr. Mathias Mende / 2-5.11.2006
18-Modern and neo-classic hypnoterapi /Prof.Dr. Lucia Baricevic /2-5.11.2006
19-I.Tıbbi Hipnoz Kursu /Yeditepe Üniversitesi-Tıbbi Hipnoz Derneği / 26-27.4.2003
20-II. Tıbbi Hipnoz Kursu / Yeditepe Üniversitesi-Tıbbi Hipnoz Derneği /2003
21-Hypnosis Workshop / Shaul Livnay PhD /16-17.7.2004
22-İmge Terapiye Giriş / Uzm.Psk. Tuncay Özer /10.12.2006
23-Cinsiyet, cinsel kimlik workshop / Doç. Dr. Celal Odağ /29.9-1.10.2006
24-Cinsel Problemlerde Tedavi /Dr. Cenk Kiper / 19.3.2006
25-Sanat Terapisi /Psk. Nesteren Gazioğlu /17-18.11.2005
26-Ağrı Eğitim Semineri / 21.6.2002 /İst.
27-Tütün Bağımlılığı ve Tedavisi Kursu / 24.10.2004 / İTO
28-Ruhsal Travma Günleri / 10-11.10.1996 /İst.
29-VI. Ulusal Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Kongresi /14-16.11.2002 /İst.
30-Psikosomatik Hastalıklarda Hipnozun Kullanımı/Prof.Dr. Walter Boguartz/26-27.5.2007
31-Çocuk Hastalıkları ve Hipnoz /Prof.Dr. Karen Olness /1.9.2007 / İST.
32-I.Ulusal Akapunktur ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi /Ankara / 8-9 Eylül 2007
33-9.İzmir Psikanaliz ve Psikoterapi Günleri /21-23.9.2007/ İzmir
34-Psikanalitik vaka tartışmaları /Prof. Dr. Vamık VOLKAN /21-23.9. 2007 /İzmir
35-Kognitif ve Davranış Terapileri I. Ulusal Kongresi / 28-30.9.2007 /İST.
BİLİMSEL ÇALIŞMALARIM VE SUNUMLARIM
1-Dirençli bir kekemelik olgusunda hipnoterapinin etkinliği / 2-5.11.2006 / III. Hipnoz Kongresi-İstanbul
2-Madde kötüye kullanımı ve madde bağımlılığı / 3.5.2007 / Haydarpaşa Teknik Okulları-İstanbul
3-Hipnoz yöntemi ile sigarayı bıraktırma/6.3.2007/ATV ana haber bülteni-İstanbul
4-Hipnoterapinın kullanım alanları/4.6.2007/ Karadeniz TV-İstanbul
5-Hipnoz yöntemi ile sigarayı bıraktırma-work shop/07.07.2007/ Omnihipnoz Akademisi-ANKARA
6-Birinci basamak sağlık hizmetlerinde geriatrik hastalarda karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri / Geriatri Bahar Sempozyumu / 2-3 Nisan 2004 İstanbul
7-Çocuklarda ergenlik ve kimlik sorunları / 04.01.2008 / Arifbey İlköğretim Okulu-Veli toplantısı - Kayışdağı, İstanbul
8-Çocuk ve ergenin ruhsal gelişimi / 21.02.2008 / Üsküdar Halil Rüştü İlköğretim Okulu - Veli Toplantısı / İstanbul
9-Çocuk ve ergenlerin Ruhsaglığı/12.04.2008 / Beykoz Hacı Numan İlköğretim Okulu-Veli Toplantısı/ İstanbul
10-Hipnoz ve Hipnoterapinin kullanıldığı alanlar / 16.04.2008 / Prof. Dr. N.Reşat Belger Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi / İstanbul
11-Yönlendirilmiş imgelemenin psikoterapideki önemi ve etkinliği-Work Shop /3.5.2008 /Omnihipnoz Akedemisi /ANKARA
12-Hipnoz Yöntemi ile sigarayı bıraktırma-Work Shop /3.5.2008 /ANKARA
13-Çocuk ve Ergen Sağlığı /7.5.2008 /İsmet İnönü İlköğretim Okulu-Maltepe /İstanbul
ÜYE OLDUĞUM KURULUŞLAR, SOSYAL VE RESMİ GÖREVLERİM
1-Prof. Dr. N.Reşat Belger Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Semt Polikliniğinde Dahiliye Polikliniğinde tabip olarak çalışıyorum.
2-Psikoterapi ve Hipnoz Derneğinin kurucu üyesi, yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcısıyım.
3-Psikoterapi Enstitüsü üyesiyim.
4-İstanbul Tabip Odası üyesiyim
5-Transteknik Holding işyeri hekimiyim.
6-Özel muayenehane hekimliği yapmaktayım.
1-Psikoterapide yaratıcılık süreci nasıl geliştirilir / Prof. Dr. Peter Bloom / 14-16.10.2005
2-Psikoterapi Enstitüsü Eğitimi /Psikiyatrist Dr. Tahir Özakkaş / 19.5.2006-19.11.2006
3-Tanı ve tedavide imgesel görüntü yaşantısı/ Doç. Dr. Ali Nahit Babaoğlu/ 2-5.2 2005
4-I.Tıbbi Hipnoz Kongresi /Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fak./İstanbul/7-9.5.2005
5-Bi-digital O-ring test / Dr. Yoshiaki OMURA / 23-24.12.2006
6-Hipnoz ve Psikoterapi Eğitimi /Dr.Tahir Özakkaş /20-21.11.2006
7-Sekizinci İzmir Psikanaliz ve Psikoterapi Günleri / 29.9.2006-1.11.2006
8-Panik atakta psikohipnoterapi / Dr. Tahir Özakkaş / 14-16.10.2005
9-Hipnoz İndüksiyon Yeknikleri /Dr. Murat Ulusoy / 14-16.10.2006
10-Stress-Control through Self-Hypanosis / Psik. Dr. Ruysschaert Nicole /13-14.5.2006
11-II.Ulusal Tıbbi Hipnoz Kongresi /14-16.10.2006
12-The use of hypnosis in trauma-based psychopatholoy / Eric Vermetten MD/ 18-19.3.2006
13-İleri Düzey Hipnoz Eğitimi /Dr. Bülent URAN-Dr.Ali Özden Öztürk / 19-20.11.2005
14-Hipnoz Eğitimi / Dr. Albrecht Schmierer /Alman Hipnoz Derneği Başkanı /14-15.5.2005
15-Hipnoz eğitimi / Prof. Dr. Matthias Mende /28-28.8.2004
16-III. Ulusal Tıbbi Hipnoz Kongresi /Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fak./ 2-5.11.2006
17-Hypnotic communication with the symptom/Prof. Dr. Mathias Mende / 2-5.11.2006
18-Modern and neo-classic hypnoterapi /Prof.Dr. Lucia Baricevic /2-5.11.2006
19-I.Tıbbi Hipnoz Kursu /Yeditepe Üniversitesi-Tıbbi Hipnoz Derneği / 26-27.4.2003
20-II. Tıbbi Hipnoz Kursu / Yeditepe Üniversitesi-Tıbbi Hipnoz Derneği /2003
21-Hypnosis Workshop / Shaul Livnay PhD /16-17.7.2004
22-İmge Terapiye Giriş / Uzm.Psk. Tuncay Özer /10.12.2006
23-Cinsiyet, cinsel kimlik workshop / Doç. Dr. Celal Odağ /29.9-1.10.2006
24-Cinsel Problemlerde Tedavi /Dr. Cenk Kiper / 19.3.2006
25-Sanat Terapisi /Psk. Nesteren Gazioğlu /17-18.11.2005
26-Ağrı Eğitim Semineri / 21.6.2002 /İst.
27-Tütün Bağımlılığı ve Tedavisi Kursu / 24.10.2004 / İTO
28-Ruhsal Travma Günleri / 10-11.10.1996 /İst.
29-VI. Ulusal Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Kongresi /14-16.11.2002 /İst.
30-Psikosomatik Hastalıklarda Hipnozun Kullanımı/Prof.Dr. Walter Boguartz/26-27.5.2007
31-Çocuk Hastalıkları ve Hipnoz /Prof.Dr. Karen Olness /1.9.2007 / İST.
32-I.Ulusal Akapunktur ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi /Ankara / 8-9 Eylül 2007
33-9.İzmir Psikanaliz ve Psikoterapi Günleri /21-23.9.2007/ İzmir
34-Psikanalitik vaka tartışmaları /Prof. Dr. Vamık VOLKAN /21-23.9. 2007 /İzmir
35-Kognitif ve Davranış Terapileri I. Ulusal Kongresi / 28-30.9.2007 /İST.
BİLİMSEL ÇALIŞMALARIM VE SUNUMLARIM
1-Dirençli bir kekemelik olgusunda hipnoterapinin etkinliği / 2-5.11.2006 / III. Hipnoz Kongresi-İstanbul
2-Madde kötüye kullanımı ve madde bağımlılığı / 3.5.2007 / Haydarpaşa Teknik Okulları-İstanbul
3-Hipnoz yöntemi ile sigarayı bıraktırma/6.3.2007/ATV ana haber bülteni-İstanbul
4-Hipnoterapinın kullanım alanları/4.6.2007/ Karadeniz TV-İstanbul
5-Hipnoz yöntemi ile sigarayı bıraktırma-work shop/07.07.2007/ Omnihipnoz Akademisi-ANKARA
6-Birinci basamak sağlık hizmetlerinde geriatrik hastalarda karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri / Geriatri Bahar Sempozyumu / 2-3 Nisan 2004 İstanbul
7-Çocuklarda ergenlik ve kimlik sorunları / 04.01.2008 / Arifbey İlköğretim Okulu-Veli toplantısı - Kayışdağı, İstanbul
8-Çocuk ve ergenin ruhsal gelişimi / 21.02.2008 / Üsküdar Halil Rüştü İlköğretim Okulu - Veli Toplantısı / İstanbul
9-Çocuk ve ergenlerin Ruhsaglığı/12.04.2008 / Beykoz Hacı Numan İlköğretim Okulu-Veli Toplantısı/ İstanbul
10-Hipnoz ve Hipnoterapinin kullanıldığı alanlar / 16.04.2008 / Prof. Dr. N.Reşat Belger Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi / İstanbul
11-Yönlendirilmiş imgelemenin psikoterapideki önemi ve etkinliği-Work Shop /3.5.2008 /Omnihipnoz Akedemisi /ANKARA
12-Hipnoz Yöntemi ile sigarayı bıraktırma-Work Shop /3.5.2008 /ANKARA
13-Çocuk ve Ergen Sağlığı /7.5.2008 /İsmet İnönü İlköğretim Okulu-Maltepe /İstanbul
ÜYE OLDUĞUM KURULUŞLAR, SOSYAL VE RESMİ GÖREVLERİM
1-Prof. Dr. N.Reşat Belger Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Semt Polikliniğinde Dahiliye Polikliniğinde tabip olarak çalışıyorum.
2-Psikoterapi ve Hipnoz Derneğinin kurucu üyesi, yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcısıyım.
3-Psikoterapi Enstitüsü üyesiyim.
4-İstanbul Tabip Odası üyesiyim
5-Transteknik Holding işyeri hekimiyim.
6-Özel muayenehane hekimliği yapmaktayım.
HANİFE YAVUZ, Psikolog
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü 1999 yılında tamamladı. Amerika Birleşik Devletleri’nde kaldığı üç yılın ilk yılında, Virginia Eyaleti’nde, çeşitli zihinsel engelleri olan yetişkinlerin yaşadığı özel bir rehabilitasyon merkezinde çalıştı. İzleyen yıl Pensilvanya Eyalet Üniversitesi’nin Rehabilitasyon Danışmanlığı Yüksek Lisans Programı’na kabul edildi. 2003’te Türkiye’ye döndü ve Antalya’da zihinsel engelli çocuklar ve aileleri ile çalıştı. 2004 yılından itibaren İstanbul’da psikolojik danışmanlık merkezleri bünyesinde çeşitli projelerde yer aldı. Türk Psikologlar Derneği’nde WISC-R Zeka Testi ve Çocuk Gelişim Değerlendirme Testleri sertifikalı eğitimlerini tamamladı. Merkezimizde, çocuklarla oyun terapisi çalışmaları ve anne-babalara bireysel danışmanlık yapmaktadır. Türk Psikologlar Derneği üyesi olan Hanife Yavuz 1975 İzmir doğumludur.
Profesyonel
‘Zihinsel Engelliler’ konulu radyo programında konuk psikolog, Müjde FM, İstanbul, 21.04.2006
‘Otizm’ konulu televizyon programında konuk psikolog, Rumeli TV, İstanbul, 04.04.2007
‘Down Sendromu’ konulu canlı yayında konuk psikolog, TV Net, İstanbul, 16.05.2007
‘Gençlerde Kimlik Karmaşası’ konulu canlı yayında konuk psikolog, TV Net, İstanbul, 14.11.2007
ZİHİNSEL ENGELZihinsel engelliliğin, halk arasında ve farklı uzmanlık alanlarında çeşitli tanımları vardır. En genel tanımıyla: “Zihinsel engellilik; bireyin, zihinsel gelişim döneminde, çeşitli etkenlere bağlı olarak yavaşlama, duraklama veya gerileme ile bu özelliklerinin sonucunda davranış ve uyum bozuklukları göstermesidir.” denilebilir. Bize göre, zihinsel engelli bireyin sadece zihinsel işlevlerini ya da davranışlarını dikkate alarak tanılamak ve tanımlamak yetersizdir. İnsan, her yönüyle bir bütündür ve hangi zihin diliminde yaşıyor olursa olsun bir bilinç düzeyi barındırır.Her bir zihinsel engelli bireye, “fiziksel özellikleri”, “tanıları” veya “sınıflandırılmaları” gibi özerkliği ve özelliği yok sayan mekanizmaları katmadan yaklaşıyoruz. Böyle bir yaklaşım içinde bulunmanın, bizi zihinsel engellilerin gerçekliklerini kavramaya daha fazla yakınlaştırdığı inancındayız.Zihinsel engellilik, genel bir yetersizlik hali değil, farklı bir bilinçlilik durumudur. Hayatta hepimizin, hepsi birbirinden farklı engelleri vardır. “Mutlu olmaya değil, mutluluğun kendisi olmaya” geldiğimizi kavrayıp, birimizin uğruna ağladığı şeyin bir diğerimizin ağladığından daha değerli olmadığının farkına vardığımız an, zihinsel engelliliğin doğasını çözmeye yaklaşmış olacağız. Çözdükten sonraysa hayata en az zihinsel engelli bireyler kadar umutla ve mutlulukla bakabilmeyi öğrenme şansımız olacak.Merkezimizde bu anlayışla, zihinsel engelli bireylere ve ailelerine yönelik bireysel ve grup psikoterapi çalışmaları yapılmaktadır
HİZMETLERİMİZ
1. Çocuklar için Zeka ve Gelişim Testleri
2. Yetişkinler için testler, ölçekler, envanterler
Testler – Ölçekler - Envanterler
Bender - Gestalt Görsel Motor Algı Testi
Peabody Resim Kelime Tanıma Testi (Form B)
Goodenough Harris Bir Adam Çiz Testi
Aile Çizim Testi
Ev - Ağaç - İnsan Testi
Hayvan Testi
Güneş Ailesi Testi
Beier Cümle Tamamlama Testi (Form A, Form B)
Burdon Dikkat Testi
Duygu Durum Ölçekleri:
- Conner’s Anne Baba Derecelendirme Ölçeği
- Nasıl Hissediyorum Anketi
- Çocuklar İçin Depresyon Ölçeği
- Beck Depresyon Ölçeği
- Otomatik Düşünceler Ölçeği
- Fonksiyonel Olmayan Tutumlar Ölçeği
- Sosyotropi - Otonomi Ölçeği
- Beck Umutsuzluk Ölçeği
- Durumluk Sürekli Öfke Ölçeği
- Rosenbaum’un Öğrenilmiş Güçlülük Ölçeği
- Rotter’in İç - Dış Kontrol Odağı Ölçeği
- Boyun Eğici Davranışlar Ölçeği
- Suçluluk - Utanç Ölçeği
- Sosyal Karşılaştırma Ölçeği
- Offer Benlik İmgesi Ölçeği
- MCA Çocuk ve Gençlerde Davranım Bozukluğu Ölçeği
- Sosyal Destek Ölçeği
- Sınav Kaygısı Ölçeği
- Stres Düzeyi Ölçeği
- Sosyal Uyum Ölçeği
AGTE (Ankara Gelişim Tarama Envanteri)
Duygu Durum Envanterleri:
- Beck Depresyon Envanteri
- Beck Anksiyete Envanteri
- Problem Çözme Envanteri
- Kısa Semptom Envanteri
- Yaşanan Problemlerle Başa Çıkma Yönelimleri
3. Çocuklara oyun terapisi ve bireysel danışmanlık
Oyun, çocuğun kendini ifade etmesinin en etkin biçimlerinden birisidir. Çocuklar korkularını, kaygılarını ve çatışmalarını oyun yoluyla dışa vururlar; yani oyun, çocuğun iç dünyasına ayna tutar. Oyun terapisi ise belli bir teorik modeli temel alan ve oyun üzerine kurulu olan; çocuğun ve terapistin oyun yoluyla etkileşim kurdukları ve belirli bir amaca yönelik olarak uygulanan bir terapi yöntemidir.
Çocuğun kendini serbestçe ifade edebildiği bir süreç olarak ele alınan oyun terapisi, çocuğun gündelik oyununu, bir terapötik müdahale aracı haline getirerek güvenli bir ilişki oluşturur.
Oyunun çocuk gelişiminde önemli bir yeri olduğu görüşü ve çocuk terapisinde oyunun kullanımı çok öncelere dayanmaktadır.
Oyun terapisi; çocuğun yaşadığı ortamda değiştirilmesi gereken koşullar hakkında bilgi verirken, çocuğun duygu, düşünce ve davranışlarını doğru yollarla ifade etmesini, yaratıcı davranışlarını ortaya çıkarmasını; böylelikle kendisini tam anlamıyla ifade edip fonksiyonlarını ve yeteneklerini fark etmesini amaçlar.
Oyun, sadece eğlendirici ve zaman geçirici bir faaliyet olarak ele alınmamalıdır. Aynı zamanda bir ifade aracı olan oyun, yaşanan içsel çatışmaları, kaygıları, korkuları ve fantezileri çözümler. Patolojik çatışmaların ortaya çıkarılıp eylemler yoluyla değişimden geçirilmesini ve çocuğun içsel yetenek ve gücünü keşfetmesini sağlar.
4. Anne-babalara bireysel danışmanlık
Çocuğun ilk ve en önemli eğitimcisi anne-babasıdır. Çocuğu ile sağlıklı iletişim kurmak ve onu en iyi şekilde yetiştirmek ebeveynlerin en büyük gereksinimidir. Bu gereksinimi en iyi şekilde karşılayabilmek için her anne ve baba yönlendirilmeye ihtiyaç duyar.
Anne-babaların çocuklarına yönelik doğru davranışlar ile koruyucu ve önleyici yaklaşımlar geliştirebilmeleri önemlidir; bunun için de öncelikle çocuklarının özelliklerini ve onlara nasıl yaklaşılması, neler yapılması gerektiğini bilmeleri esastır.
Merkezimizde ebeveynlere verilen bireysel danışmanlık hizmeti, çocuk eğitiminde aile–okul–çocuk işbirliğini vurgulayarak çocukların ve ailelerinin sorunlarına karşılıklı etkileşim ve desteğe dayalı çözüm üretmeyi amaçlamaktadır.
Anne-babalara yönelik bireysel danışmanlık hizmetimiz temel olarak şu konuları içermektedir:
- Çocuğun normal gelişimi ve gelişim aşamaları (motor, dil ve sosyal gelişimleri ve özelliklerini içeren psikomotor gelişim ve basamakları ile normal kilo ve boy gelişimi aşamaları) hakkında bilgilendirme,
- Uyum ve davranış bozuklukları ile ilgili bilgi, destek ve sözkonusu bozuklukları belirleme ölçeği ile çocuktaki sorunu tanımlama ve tanıma,
- Anne-baba tutumları ve her tutumun çocuğun psiko-sosyal gelişimindeki etkileri ile ilgili bilgilendirme,
- Çocuğun doğru uyaranlarla eğitimi konusunda bilgilendirme ve destek,
- Çeşitli testler ve ölçeklerle belirlenmiş olan sorun üzerinde ayrıntılı bilgi ve destek verme.
3. Anne-babalara grup terapisi
Grup Psikoterapisi, ortak bir tema çerçevesinde bir araya gelen kişilerle bir terapist liderliğinde yürütülen bir çalışmadır. Kişilerarası ilişkilerde yaşanan olumsuzlukların kişinin yaşadığı sıkıntılar üzerinde önemli etkileri vardır.
Psikoterapi grubu, kişinin sosyal çevresinin bir temsili gibidir. Kişi, grup üyelerinden aldığı geribildirimler ve kendini bir grup içerisinde gözlemleme imkanı sayesinde iç dünyası ve davranişları hakkında farkındalık kazanır. Bu sayede yaşadığı sıkıntıların nedenlerini anlamaya ve daha sağlıklı ilişkiler geliştirmeye başlar.
1. Çocuklar için Zeka ve Gelişim Testleri
2. Yetişkinler için testler, ölçekler, envanterler
Testler – Ölçekler - Envanterler
Bender - Gestalt Görsel Motor Algı Testi
Peabody Resim Kelime Tanıma Testi (Form B)
Goodenough Harris Bir Adam Çiz Testi
Aile Çizim Testi
Ev - Ağaç - İnsan Testi
Hayvan Testi
Güneş Ailesi Testi
Beier Cümle Tamamlama Testi (Form A, Form B)
Burdon Dikkat Testi
Duygu Durum Ölçekleri:
- Conner’s Anne Baba Derecelendirme Ölçeği
- Nasıl Hissediyorum Anketi
- Çocuklar İçin Depresyon Ölçeği
- Beck Depresyon Ölçeği
- Otomatik Düşünceler Ölçeği
- Fonksiyonel Olmayan Tutumlar Ölçeği
- Sosyotropi - Otonomi Ölçeği
- Beck Umutsuzluk Ölçeği
- Durumluk Sürekli Öfke Ölçeği
- Rosenbaum’un Öğrenilmiş Güçlülük Ölçeği
- Rotter’in İç - Dış Kontrol Odağı Ölçeği
- Boyun Eğici Davranışlar Ölçeği
- Suçluluk - Utanç Ölçeği
- Sosyal Karşılaştırma Ölçeği
- Offer Benlik İmgesi Ölçeği
- MCA Çocuk ve Gençlerde Davranım Bozukluğu Ölçeği
- Sosyal Destek Ölçeği
- Sınav Kaygısı Ölçeği
- Stres Düzeyi Ölçeği
- Sosyal Uyum Ölçeği
AGTE (Ankara Gelişim Tarama Envanteri)
Duygu Durum Envanterleri:
- Beck Depresyon Envanteri
- Beck Anksiyete Envanteri
- Problem Çözme Envanteri
- Kısa Semptom Envanteri
- Yaşanan Problemlerle Başa Çıkma Yönelimleri
3. Çocuklara oyun terapisi ve bireysel danışmanlık
Oyun, çocuğun kendini ifade etmesinin en etkin biçimlerinden birisidir. Çocuklar korkularını, kaygılarını ve çatışmalarını oyun yoluyla dışa vururlar; yani oyun, çocuğun iç dünyasına ayna tutar. Oyun terapisi ise belli bir teorik modeli temel alan ve oyun üzerine kurulu olan; çocuğun ve terapistin oyun yoluyla etkileşim kurdukları ve belirli bir amaca yönelik olarak uygulanan bir terapi yöntemidir.
Çocuğun kendini serbestçe ifade edebildiği bir süreç olarak ele alınan oyun terapisi, çocuğun gündelik oyununu, bir terapötik müdahale aracı haline getirerek güvenli bir ilişki oluşturur.
Oyunun çocuk gelişiminde önemli bir yeri olduğu görüşü ve çocuk terapisinde oyunun kullanımı çok öncelere dayanmaktadır.
Oyun terapisi; çocuğun yaşadığı ortamda değiştirilmesi gereken koşullar hakkında bilgi verirken, çocuğun duygu, düşünce ve davranışlarını doğru yollarla ifade etmesini, yaratıcı davranışlarını ortaya çıkarmasını; böylelikle kendisini tam anlamıyla ifade edip fonksiyonlarını ve yeteneklerini fark etmesini amaçlar.
Oyun, sadece eğlendirici ve zaman geçirici bir faaliyet olarak ele alınmamalıdır. Aynı zamanda bir ifade aracı olan oyun, yaşanan içsel çatışmaları, kaygıları, korkuları ve fantezileri çözümler. Patolojik çatışmaların ortaya çıkarılıp eylemler yoluyla değişimden geçirilmesini ve çocuğun içsel yetenek ve gücünü keşfetmesini sağlar.
4. Anne-babalara bireysel danışmanlık
Çocuğun ilk ve en önemli eğitimcisi anne-babasıdır. Çocuğu ile sağlıklı iletişim kurmak ve onu en iyi şekilde yetiştirmek ebeveynlerin en büyük gereksinimidir. Bu gereksinimi en iyi şekilde karşılayabilmek için her anne ve baba yönlendirilmeye ihtiyaç duyar.
Anne-babaların çocuklarına yönelik doğru davranışlar ile koruyucu ve önleyici yaklaşımlar geliştirebilmeleri önemlidir; bunun için de öncelikle çocuklarının özelliklerini ve onlara nasıl yaklaşılması, neler yapılması gerektiğini bilmeleri esastır.
Merkezimizde ebeveynlere verilen bireysel danışmanlık hizmeti, çocuk eğitiminde aile–okul–çocuk işbirliğini vurgulayarak çocukların ve ailelerinin sorunlarına karşılıklı etkileşim ve desteğe dayalı çözüm üretmeyi amaçlamaktadır.
Anne-babalara yönelik bireysel danışmanlık hizmetimiz temel olarak şu konuları içermektedir:
- Çocuğun normal gelişimi ve gelişim aşamaları (motor, dil ve sosyal gelişimleri ve özelliklerini içeren psikomotor gelişim ve basamakları ile normal kilo ve boy gelişimi aşamaları) hakkında bilgilendirme,
- Uyum ve davranış bozuklukları ile ilgili bilgi, destek ve sözkonusu bozuklukları belirleme ölçeği ile çocuktaki sorunu tanımlama ve tanıma,
- Anne-baba tutumları ve her tutumun çocuğun psiko-sosyal gelişimindeki etkileri ile ilgili bilgilendirme,
- Çocuğun doğru uyaranlarla eğitimi konusunda bilgilendirme ve destek,
- Çeşitli testler ve ölçeklerle belirlenmiş olan sorun üzerinde ayrıntılı bilgi ve destek verme.
3. Anne-babalara grup terapisi
Grup Psikoterapisi, ortak bir tema çerçevesinde bir araya gelen kişilerle bir terapist liderliğinde yürütülen bir çalışmadır. Kişilerarası ilişkilerde yaşanan olumsuzlukların kişinin yaşadığı sıkıntılar üzerinde önemli etkileri vardır.
Psikoterapi grubu, kişinin sosyal çevresinin bir temsili gibidir. Kişi, grup üyelerinden aldığı geribildirimler ve kendini bir grup içerisinde gözlemleme imkanı sayesinde iç dünyası ve davranişları hakkında farkındalık kazanır. Bu sayede yaşadığı sıkıntıların nedenlerini anlamaya ve daha sağlıklı ilişkiler geliştirmeye başlar.