24 Nisan 2016 Pazar

felsefe

Felsefe sözcüğü köken olarak Yunanca φιλοσοφία seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum anlamına gelen "phileo" ve bilgi, bilgelik anlamına gelen "sophia" sözcüklerinden türeyen terimin işaret ettiği entelektüel faaliyet ve disiplin. "phileo"=sevgi "sophia"=bilgi veya bilmek kelimelerinden türemiştir. Philosophia=bilgelik arayışı, bilgiyi sevmek, bilgi severlik, araştırmak ve peşinde koşmak anlamlarına gelmektedir. Filozof da bilgeliğe ulaşmaya çalışan kişidir.
Buna göre, felsefe Yunanlar için, ‘bilgelik sevgisi’ ya da ‘hikmet arayışı’ anlamına gelmiştir. Başlangıçtaki bu özgün anlama göre, her türden bilimsel araştırmacıya "filozof" adı verilmiştir.
Felsefe; varlık, bilgi, gerçek, adalet, güzellik, doğruluk, akıl ve dil gibi konularla ilgili genel ve temel sorunlara ilişkin yapılan çalışmalardır.[1][2] Felsefe düşünce sanatı olarak da bilinir.
Filozof, yeni (farklı) sonuçlara varan ve bu sonuçları ifade etmek için yeni tanımlar ve yeni bilgi üreten kişidir. Filozoflar hayata yeni sözler, cümleler ve bilgiler koyarak insan yaşamında önemli bir yer edinmişlerdir. Öğüt verici bilgileri ile insanların hayatlarında daha kolay bir yaşam için uğraş vermişlerdir.


Felsefenin konuları

Yedi liberal sanatın merkezinde duran felsefe,Herrad von Landsberg, 12. yüzyıl
Filozoflar genellikle varoluş veya varlık, ahlak veya iyilik, bilgi, gerçek ve güzellik konularıyla ilgilenmişlerdir. Felsefe tarihine göre birçok filozof dinî inançlara veya bilime de eğilmiştir. Filozoflar genellikle bilimin dışında kalan bu kavramlarla ilgili kritik sorular sorarlar. Felsefe nedir sorusunun cevabının aranması da bir felsefi uğraştır. Filozoflar genellikle şu soruların cevaplarını ararlar:
  • Gerçek nedir? Bir ifadeyi nasıl veya niye doğru veya yanlış olarak tanımlarız? Nasıl karar veririz?
  • Bilgi mümkün müdür? Bildiğimizi nasıl biliriz? Doğru bilginin kökeni ve sınırları?
  • Ahlaken doğru veya yanlış hareketler (veya değerler, veya kurumlar) arasında bir fark var mıdır? Hangi hareketler doğrudur, hangileri yanlıştır? Değerler mutlak mı, izafi midir? Yani nasıl yaşamak gerekir? Ahlakın kaynağı nedir?
  • Gerçeklik nedir ve neler gerçek olarak nitelendirilebilir? Gerçek olan şeylerin doğası nedir? * Bazı şeyler algımızdan bağımsız olarak var olabilir mi? Zaman ve mekânın doğası nedir? Düşünme ve düşüncenin doğası nedir? Birey olmak ne demektir?
  • Güzel nedir? Güzel şeylerin farkı nedir? Sanat nedir? ("L.N. Tolstoy - Sanat Nedir?" adlı kitap)
  • Estetik izafi midir? Belirli sınırları var mıdır?
  • Din kavramının kökeni nedir? Tanrı insanların korkularından kaynaklanan bir varsayım mıdır? Tanrı var mıdır?
  • Varlık, zaman ve mekân arasında ne tür bir bağ vardır? Esasen bu kavramlar arasında herhangi bir bağ var mıdır?
Antik Yunan felsefesinde, yukarıdaki sorulardan ilk beşi sırasıyla, analitik veya mantıksal, epistemoloji, etik, metafizik ve estetik olarak adlandırılırdı. Bunların dışında da konular vardı ve bu tanımlamaları ilk kez kullanan Aristoteles aynı zamanda politika, modern fizik, jeoloji, biyoloji, meteoroloji ve astronomiyi de felsefenin konuları arasına almıştır. Galileo'ya göre ise bilimler ve sanatların genel adı felsefedir. Yunanlar Sokrates'in etkisiyle bir analiz geleneği geliştirmişler ve konuyu daha iyi anlamak için parçalarına ayırmışlardır. Bu yöntem günümüzde bilimde ve sanatta kullanılmaktadır.
Diğer gelenekler bu tip tanımlar kullanmamış veya aynı temaları ön plana çıkartmamıştır. Hint felsefesi Batı felsefesi ile benzerlikler taşısa da, binlerce yıldır felsefe ile ilgilenmiş olsalar da Japonca, Korece ve Çincede felsefe kelimesi 19. yüzyıla kadar var olmamıştır. Özellikle Çinli filozofların Yunanlara göre farklı bir sınıflandırması vardı. Tanımlamaları da genel özelliklere değil çoğunlukla metaforikti ve aynı anda birkaç konuya ilintiliydi.[3] Ancak Batı felsefesinde de konular arasında kesin sınırlar yoktur ve 19. yüzyıla kadar Batı filozoflarının çalışmalarında konusal bir ayrım yapılmamıştır. Örnek olarak, Aristoteles'in çalışmalarının kendi başına bir anlamı yoktu. Peripatetikçilerin yaptığı da, Aristoteles'in çalışmaları ve konuları arasında bağlantılar kurup, genel yargılara ulaşmaktı. Gerçek felsefe Rönesans sonrası Alman İdealizmi sonrasında doruk noktasına ulaşmıştır.

Amaçları

Eflatun (soldaki) ve Aristoteles (sağdaki): Raffaello Santi tarafından 1509 yılında yapılan Atina Okulu'ndan detay
Felsefi düşünce insanın evreni içinde kendi varlığını merak etmesiyle ve bu konuda sorular sormasıyla başlar. Felsefe için merak etmek ve soru sormak yeterli değildir. Sorulara sistemli bir açıklama getirmek de önemlidir. Aynı zamanda getirilecek olan açıklamanın sistemli veya sistemsiz olması gerektiği de felsefenin bir sorusudur. Felsefi düşünüş sıradan düşünüşten tamamen farklıdır. Onun ayırt edici özelliği kavramsal ve/veya soyut olma çabasıdır. Felsefi düşüncenin yöntemleri insana hemen her konuda akıl yürütebilmesi için gerekli temelleri sağlar. Felsefe eleştirel bir düşünüş biçimidir. Felsefi düşünce önceden kazanılmış bilgiler üzerine bir düşüncedir. Temel yöntemdir. Bunun üzerine sorgulama ve açıklama inşa edilir.
Felsefe diğer disiplinlerden sorgulama yöntemiyle ayrılır. Filozoflar; ilginç, harika veya şaşırtıcı buldukları bir konudaki şüpheleriyle ilgili anlaşılır örnekler verebilmek için, genellikle sorularını problemler veya bilmeceler olarak çerçevelendirirler. Bu sorular genellikle bir inanca ait varsayımlarla veya insanların karar vermek için kullandıkları yöntemlerle ilgilidir.
Filozoflar problemleri mantıksal bir şekilde ortaya koyarlar. Tarihsel olarak geleneksel mantığın kıyaslarını, Frege ve Russell'dan itibaren de sembolik mantık kullanır ve daha sonra kritik okuma ve fikir yürütmelerle bir sonuca doğru ilerlerler. Sokrat gibi, tartışmayla veya diğerlerinin ileri sürdükleri fikirlere cevap vererek ya da dikkatli kişisel düşünmeyle cevap ararlar. Filozoflar bu yöntemlerin birbirine göre üstünlüklerini tartışagelmişler, örneğin felsefi "çözümlerin" nesnel, kesin yani gerçeklik hakkında bilgi veren mi; yoksa konuştuğumuz dilin mantığına açıklık kazandıran veya hatta kişisel terapi mi olduğunu sorgulamışlardır.
Dil filozofun en önemli aracıdır. Analitik felsefede felsefi yöntemle ilgili tartışmalar felsefe ve dille ilgiliydi. Kıta felsefesinde de benzer kaygılar vardır. Meta-felsefe, yani felsefenin felsefesi, felsefi problemlerin, felsefi çözümlerin ve problemden çözüme gidişteki yöntemlerin doğasını araştırır. Bu tartışmalar aynı zamanda dil ve yorum üzerine yapılan tartışmalarla da ilgilidir. Yani felsefe düşünce ve mantık bilimi olup her şey hakkında birçok şey bilme sanatıdır.

Felsefe gelenekler

Birçok toplum felsefi sorunları araştırmış ve bir felsefe geleneği yaratmıştır. Avrupa-Amerikan akademik çevrelerinde "felsefe" terimi genellikle sadece Batı Avrupa medeniyetinin oluşturduğu felsefe geleneği olan Batı Felsefesi yerine kullanılır. Bunun coğrafi olarak karşısında yer alan Doğu Felsefesi çok farklı bir yapıya sahiptir.
Doğu ve Orta Doğu felsefe gelenekleri Batı filozoflarını etkilemiştir. Rus, Yahudi, İslam ve yakın zamanda Latin Amerika felsefe gelenekleri Batı felsefesine katkı sağlamış ve ondan ayrı olarak varlıklarını sürdürmüştür.

Uygulamalı Felsefe

Felsefe çalışmaları toplumun temelleri üzerinde etkili olmuştur. Felsefe, eleştirel düşünceyi ortaya çıkaran bir etkinlik olarak fikir temelli gelişmelerin odağında yer almıştır.[4] Tüm bilimlerin anası olmak, felsefeye yakıştırılan genel bir uygulama sıfatıdır.[5][6][7] Felsefi çalışmaların uygulandığı alanların başında etik ve politik felsefe gelir. Konfüçyüs, Sun Tzu, İbn Haldun, İbn Rüşd, Machiavelli, Leibniz, John Locke, Rousseau, Adam Smith, Marx, Mill, Gandhi gibi politika ve ekonomi filozoflarınca topluma uygulanan eserler verilmiştir. Felsefe çalışmaları devlet ve hükûmet hareketlerini, bunların yargılamasını içeren, düzenleyen eserler olmuştur.[8] Eğitim felsefesinde John Dewey, Rousseau, Piaget gibi filozoflar modern temelleri oluşturmuşlardır. Carl von Clausewitz politik savaş felsefesinde eserler vermiş, kamu yönetimini etkilemiştir. Mantık: matematik, dil bilimi, psikoloji, bilgisayar mühendisliği gibi alanlarda anahtar roldedir.[9][10] Teknolojik gelişmenin önemli bir unsurudur.[11] Epistemoloji: bilginin niteliklerini anlamada yardımcı olur. Bu özelliğiyle felsefe; hukuk, ekonomi, iletişim gibi alanlarda çığır açan bir etkinliktir. Bilim felsefesi de bilginin sorgulanmasını sağlayarak bilimin en büyük ve öncelikli özelliğine katkıda bulunur. Estetik: müzik, edebiyat gibi sanat alanlarındaki tartışmaları değerlendirir. Hayatın artistik boyutlarını yorumlar. Bir zamanlar felsefe adı altında yürütülen çabalar bugün başlı başına ihtisas alanı olmuştur. Rönesans'ın bitimine kadar bilim adamlarına doğa filozofu denmiştir.[12][13] Felsefeden bilimleri, özellikle sosyal bilimleri, doğuran bir bilimlerin bilimi olarak bahsedilmiştir.[14][15]

Meslek olarak felsefe

Antik çağda filozofların halka danışmanlık yaptığı bilinmektedir. İnsanlar filozoflara sorular sorar, tavsiyeler alırdı. Bunun karşılığında da ödeme yapardı.[16] Filozoflar sadece felsefe konusunda değil, hayatı ilgilendiren birçok konuda bilgiliydi. Rönesans'a kadar bilim adamı, danışmanlık, bilgelik gibi unvanlar "filozof" olmakla eş değerdi. Bilim insanı yerine doğa filozofu tabiri kullanılmaktaydı.[17] Filozofluk bir meslek olmaktan ziyade bir yaşam biçimi olarak algılanmıştır. Örneğin filozof Sokrates taş işçisiydi. Emeklilik hayatında felsefi yaşam tarzını tercih etmişti. Platon aile mülklerinden geçiniyordu. Aynı zamanda hocalık yapıyordu. Aristoteles Büyük İskender de dâhil birçok kişiye hocalık yapmıştı.[18] Zamanla filozoflar eserleriyle de gelir sağladılar. Çoğu filozof sadece felsefe ile meşgul değildir. Yazarlık, öğretmenlik, gazetecilik, doktorluk, tarihçilik, devlet adamlığı belli başlı uğraşlarıdır.[19] Bugün filozoflar yazın eserleri ve eğitimcilikle ön plandadır. Felsefe bölümü mezunu kişiler de genelde öğretmen, yazar, gazeteci, editör, danışman, aktivist gibi mesleklere yönelmektedir.

Felsefenin]

Felsefe akımları

Ana madde: Felsefe listesi

Kelimenin diğer kullanımları

Bir bilim dalı veya bir bilim disiplini olmamasına rağmen "düşün" ve "bilim" sözcüklerinin birleştirilmesiyle Türkçeleştirilmeye çalışılmış olan "felsefe" sözcüğünün birinci anlamı dışındaki anlamlarıyla ilgili olarak aşağıdakiler gösterilebilir:
  • Bir filozofun, bir felsefe okulunun, bir çağın öğretisi anlamında da kullanılır. Ör: Aristo felsefesi
  • Bir bilimin veya bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü anlamında kullanılır. Ör: Matematik felsefesi
  • Bir trajediye felsefi yaklaşmak, duygusal reaksiyonlar yerine, entelektüel bir mesafeden bakmak anlamına gelebilir. Bu tanım Sokrates'le ilgili bir örnekten kaynaklanmaktadır. Sokrat baldıran zehrini içmeden önce sakin bir şekilde takipçileriyle ruhun doğasını tartışmıştır.
  • Halk arasındaki kullanımıyla edinilmiş bilgi veya bir insanın hayat görüşü veya bir şeye erişmenin arkasındaki yöntem veya prensipler olarak da kullanılmaktadır. Buna aynı zamanda dünya görüşü de denilir.
  • Bir konuda soyut düşünmek anlamına gelir. Ör: "Uzun felsefelerden sonra Mediha'yı benden çok sevdiğini anlatıyor." H.E. Adıvar[20]

Felsefenin diğer alanlarla ilişkisi

Bilim ve Felsefe

  • Bilim ve Felsefe insan aklının ürünüdür
  • Her iki bilimde evreni açıklamak için çalışmalar yapar.
  • Felsefe olması gerekeni işlerken, Bilim var olanı inceler
  • Felsefe kurgusal ve tutarlı açıklamalar yaparken, Bilim deney ve gözlem metodunu kullanır.
  • Felsefede yığılma vardır ilerleme yoktur, Bilim ise durağan değildir.

Felsefe ve Din

  • Felsefe ile Din insanı ve evreni açıklamaya çalışır.
  • Felsefe eleştireldir ve kuşkuya yer verir, Din ise eleştiriye ve kuşkuya yer vermez.

Felsefe ve Sanat[


  • Felsefe ile Sanat özneldir.
  • Her iki dalda eleştiriye dayanır.
  • Her ikiside yaratıcı zekaya dayanır.
  • Her iki dalda insanı ve evreni açıklamaya çalışır.
  • Felsefe hakikatı ararken, Sanat güzeli arar.
  • Felsefe akla dayanırken, Sanat duygulara dayanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder